Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Anne Lütfen Ölme Dememek İçin...

Artık zihinlerimize kazındı; "Anne lütfen ölme!" Bir diğer zihin delen cümle: "Ölmek istemiyorum!" Şiddet gördüğü eşinden boşanan Emine Bulut'un, 10 yaşındaki kızının gözleri önünde; şiddetin cinayete dönen haliyle eski kocası tarafından katledilmesinin görüntüleri ve annekızın sesli haykırışları; toplumun en büyük yaralarından birini daha kanattı tekrar. Bundan 1 gün önce de, Konya'da Tuğba Erkol da, yine yıllardır şiddet gördüğü eşinden boşanmak istediği için çocuklarının gözleri önünde defalarca bıçaklanarak öldürüldü.
Samsun'da yine bir insan müsveddesi Hasan Beykoz, tartıştığı eşi ve kızını öldürdü. Bu feryatlar arasında bir başka çığlık daha vardı. O da;
Diyarbakır'dan geldi. Bu seferki isyan; 70 yaşındaki Hacire Akar'dan idi. 21 yaşındaki oğlu Mehmet Akar'ı dağa kaçıran HDP'lilere isyan ediyordu Hacire anne:
"Ben; ciğerim için geldim. HDP oğlumu çaldı, gelip bu binaya girdi ve bu binadan çıkmadı. Ben evladımı istiyorum" diyen Hacire anne, günlerce HDP Diyarbakır İl Başkanlığı'nın kapısında hem nöbet tuttu, hem vazgeçmedi ve güvenlik güçlerimizin, vatandaşların aracılığıyla da mutlu sona ulaştı.
İlk üç olay ile sonuncusu arasında ne bağlantı var demeyin. Her evlat, ana kuzusu.
Kaç yaşında olursa olsun. Ne büyük fedakarlıklar, ne büyük özveriler, ne büyük sevgiyle büyütüyor analar evlatlarını. Ne gözünden sakındığı, içinin titrediği evladının böyle bir şiddeti yaşamasını ister ne de kendisinden dolayı onun böylesine üzülmesini, travma yaşamasını ister. Onun için değil mi ki; "Analar ağlamasın, evlatlar ağlamasın. Analar evlatlarından, evlatlar analarından ayrılmasın" diye bütün çabalarımız, dualarımız. Hemen kayıtlara geçirelim ki; 17 yıldır kadınların aile, sosyal ve iş yaşamında daha başarılı olmaları için yapılan yasal düzenlemeler, kız çocuklarının okumalarını teşvik ve hatta garanti altına almak için hem yasal düzenlemeler hem farkındalık yaratan projeler yürütmek; AK Parti hükümetlerinin öncelikleri arasında yer aldı hep. Keza; Başkan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan; 17 yıldır bizzat kendi himayelerinde yürüttüğü proje ve kampanyalarla kadınların güçlenmesi, kız çocuklarının okuyup meslek sahibi olması ve bu bilincin arttırılması yolunda hala canla başla çalışıyor.
Bizlere de düşen iki şey var; İlki; bugünü milat kabul edip kadına, çocuğa, insana, hayvana, doğaya katleden her kim olursa olsun hem toplumsal hem hukuksal olarak en ağır cezanın verilmesini sağlamak.
Ve bir diğeri de; geride kalan acılı evlatlarımızı sevgimizle iyileştirmek.
Bunun için de KOREV (Koruyucu Aile, Evlat Edinme Derneği) Ankara'nın Başkanı Ülkü Aydeniz'e kulak verelim;
"Koruyucu ailelik işte bu tür travmalarda en fazla önem kazanıyor.
Biz yuvamızı, öncelikli olarak bu tür travmalara maruz kalmış evlatlarımıza açıyoruz. Bilimsel olarak ispatlanmış ki; şiddet gören çocuk ya şiddet uyguluyor ya da şiddet görmeye razı oluyor. İşte bu çocuklarımızın iyileşmesi sevgiyle sarıp sarmalanmalarıyla olur ancak. İsteyen herkes koruyucu aile olabilir. Nesilleri iyileştirebilir, kurtarabilir. Olamayanlar da bizlere destek olabilir." Herşeyi devletten beklemeden, "ben ne yapabilirim" diyerek, elini taşın altına koymak isteyen herkes karınca kararınca, bu çocuklarımıza sıcak bir yuva verebilir, şefkat ve sevgisiyle iyileştirebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA