"Bizim, her gün terör elebaşı FETÖ'nün sözcülüğünü yapan Emre Uslu ile, onlarca insanımızın ölümüne sebep olan PKK saldırılarının planlayıcılarından Bese Hozat ile, PKK'nın Meclis'teki sözcüsü HDP ile yan yana duranların yanında durmamız söz konusu bile olamaz. Rahmetli Ecevit'in kemikleri asıl o zaman sızlar." Bu sözler, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal'a ait. 31 Mart seçimlerinde partilerinin İstanbul adayı çekilme kararı alınca, yeniden aday göstermeyen ve 23 Haziran seçimlerinde İstanbul'da CHP'nin adayını destekleyip desteklemeyecekleriyle ilgili tartışma çıkan DSP'nin tam kararını öğrenmek için kendisiyle konuştuğumda, son derece net bir tavır gördüm. Diyebilirim ki; DSP, 23 Haziran seçimlerinde CHP'nin adayını desteklemeyecek. Bunun da sebebini, partinin kurucu Genel Başkanı Bülent Ecevit'in kendilerine bıraktığı politik mirasa bağlıyor. DSP'nin en başından bu yana "inançlara saygılı laiklik" ve "yerli ve milli sol" anlayışını hatırlatıp; teröre ve teröriste destek veren, terör örgütlerinin sözcülüğünü yapanlarla birlikte politika yapan kişi ve partilerin ve yapının olduğu yerde DSP'nin olamayacağını söylüyor. DSP'nin, CHP'nin adayını desteklememekle Ecevit'in kemiklerini sızlatacağı iddiasında bulunanlara da çok net bir cevabı var: "Yerli ve milli sol anlayışımıza ihanet eder nitelikteki bu yapının yanında durursak eğer asıl o zaman rahmetli Ecevit'in kemiklerini sızlatırız." Zaten, adaylıkla ilgili PM toplantısında CHP'nin adayı İmamoğlu'nun desteklenmesi kararının da alınması önerisi oylamasında çıkan sonuç da ortada. 12'ye karşı 33 PM üyesi, CHP adayının desteklenmesine karşı çıkıyor, hem de 2 kez yapılan oylamada. Partililerini ve seçmenlerini bir adaya yönlendirmek yerine serbest bırakmayı tercih etti DSP. 31 Mart seçimlerinde aldıkları 30 bin 800 oy, 10 milyon 570 seçmenli İstanbul için küçük bir rakam olarak görülebilir ama 31 Mart'ta iki aday arasındaki farkın 13 binlerde olduğu hatırlanırsa, 1 oyun bile ne kadar önemli olduğu görülür.