Tekrara girip duruyor belki ama anlamamakta direnenler için sıkça hatırlatmakta ve kimsenin aklında en küçük soru işareti kalmayana kadar da tekrarlamakta fayda var. Sözüm aslında anlamamakta direnenlere; 31 Mart İstanbul seçiminde kısıtlı seçmene oy kullandırıldığı, sandık sayım döküm cetvellerinde usulsüzlük yapıldığı ve sandık kurullarının oluşumunda yasaya aykırı görevlendirmeler yapıldığına dair AK Parti'nin sunduğu delillerin doğru çıkması ile seçim sonucunu etkileyecek boyutta hırsızlık ve usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle YSK'nın oy çokluğuyla seçimlerin yenilenmesi kararı alması hem hukuki hem ahlakidir. 22 sayım döküm cetvelinin boş, 101'inin de imzasız olduğu, sandık başkan ve üyelerinin 3'te 1'inin yasaya aykırı olarak kamu görevlisi olmayan hatta yine yasalara aykırı olarak siyasi parti üyelerinden, 255'inin işsizlerden ve belediye işçileri ile özel banka elemanları ve özel okullarda çalışan öğretmenlerden oluşması; açıkça yasaya aykırı olmakla birlikte; çok önemli bir başka sebebi daha var. Her sandıkta ortalama 340 seçmen olduğu düşünüldüğünde; yaklaşık 70 bin seçmenin oyu ile ilgili kusur ve şüphe ortaya çıkıyor ki; iki aday arasındaki oy farkının 13 bin olduğu hatırlandığında; seçimin sonucunu doğrudan etkileyecek bir rakam olduğu da görülüyor.
Çarptırılan bir başka konu da; madem sandık başkan ve üyeleri ile ilgili böyle bir usulsüzlük ortaya çıktı; neden ilçe seçimleri de iptal edilmedi konusudur. Hemen cevaplayalım; YSK, re'sen karar veren bir organ değildir. Önüne gelen dosya ve başvurular üzerinden konuları gündeme alır (ya da almaz) ve sunulan deliller üzerinden kararını verir. AK Parti Büyükşehir seçimleri için, MHP de Maltepe seçimleri için (oy hırsızlığı ve usulsüzlük yapıldığı gerekçelerini delilleriyle sunarak) başvuru yaptı (kanunun tanıdığı süre içinde). YSK da; önüne gelen ihtilafa göre değerlendirmesini ve müzakeresini yaptı ve kararını verdi. Yani; o çok bağıran CHP sözcülerine hatırlatmakta fayda var; ilçelerle ilgili usulsüzlük yapıldığına dair iddia yok, tespit yok, itiraz yok, başvuru yok. Sonra da YSK neden iptal etmedi diyorsanız; ya kırıntı kadar hukuk bilginiz yok ya da çukur ve çamur siyasetine batmışsınız demektir.
Siyasetin münafığı...
Bir minik kıssadan hisse ile bitirelim sözümüzü. Nafika; köstebeğin iki yuvasından, gizli olanın adıdır. Köstebek, ilk yuvasını yeryüzüne en yakın yerde yapar. Bir de, kimsenin bilmediği, çok derinlerde nafika denilen ikinci yuvası vardır ki; buraya pisliğini atar, kötü kokularını saçar. Kendisini tehlikede hissedince nafikanın tavanını deler ve kaçar. Münafıklar da (bölücü, karıştırıcı) buna benzediği için, nifak-münafık kelimeleri buradan türemiştir. İslamda, nifak aynı zamanda çok büyük günah. Ve; iman ile küfür arasında bocalarsan eğer bil ki; münafıksındır. Geçenlerde MHP Lideri Sayın Bahçeli; "1 arpa boyu yol alamadık diyenlerin sinsi siyasi hesaplar içinde olduklarını görmekteyiz" dediğinde nedense aklıma bu köstebek ve münafık hikayesi geldi. Anlayana...