Geçtiğimiz hafta sonu "suikast" teşebbüsüne maruz kalan Trump'ın façası biraz bozuldu ama karşılığında da Cumhuriyetçilerin "kahramanı" oldu.
Daha önce kendisini üstü kapalı destekleyen bazı "güçlerin" desteklerini açık şekilde ifade etmeye başlamalarını da bu "kahramanlığına" borçlu.
Mesela...
Twitter'ı satın aldıktan sonra "sol aşırılığa" itiraz ambalajıyla ABD sağını ön plana çıkaran Elon Musk, önümüzdeki ABD seçimlerinde Trump'ı destekleyeceğini dermeyan etti.
Elon Musk gibi "oligarkların" Trump'a desteği çoğu kez ABD içişlerini ilgilendiren "sınır güvenliği" gibi konuların etrafında kurulsa da, olası bir Trump hükümetinin dış politika çizgisinin bu tutuma etkisi göz ardı edilemez.
Peki nedir olası Trump hükümetinin dış politika çizgisi?
***
Elon Musk gibiler, ABD'nin Rusya-Ukrayna savaşını körüklemesinden rahatsız olan ABD sağ tabanını konsolide etmek için sözde "savaş karşıtlığı" diskurunu benimsiyorlar.
Lakin, aynı odakların Çin'e karşı agresif tutumu, aslında mevzunun Batılı "oligarkların" stratejik önceliklerinden ibaret olduğunu gösteriyor.
Zaten Kissinger da başkanlığı döneminde "danışmanlık hizmeti" verdiği Trump'a bunu tavsiye etmemiş miydi?
Yani, Rusya ve Çin ile aynı anda çatışmaktansa, ABD-Rusya "husumetini" geçici olarak da olsa rafa kaldırarak Rusya ve Çin'i birbirlerinden uzaklaştırmaya odaklanmayı, hedefe doğrudan Çin'i koymayı önermemiş miydi?
Trump hükümeti döneminde Çin karşıtı politikaları kıyasıya eleştiren Biden da sonunda Kissinger çizgisine gelerek, Çin'e bir dizi ekonomik yaptırım uygulanacağını açıklamıştı.
Uzun lafın kısası, ABD dış politikasını ilgilendiren konuların ekseriyetinde Trump ve Biden birbirinden farksız.
***
Trump'ın seçime birlikte gireceği başkan yardımcısı adayı olarak adını açıkladığı Senatör JD Vance, mahut suikastın bir bakıma ilk "ürünü" oldu.
Trump'a "ABD'nin Hitler'i" diyerek yola çıktı, Trump'ın başkan yardımcısı adayı oldu.
Nerden baksanız, önlenemez yükseliş.
Bu yükselişini, "Önce Amerika ama İsrail hariç..." diyebilecek kadar İsrail'e bağlılığına mı borçlu, orasını bilemiyoruz.
Bizim bildiğimiz şudur: Gazze'de "yaptığı işler" yüzünden Uluslararası Adalet Divanı'nda "soykırım zanlısı" olarak yargılanan İsrail'e Gazze'de "yaptığı işi tamamlama" sözü verecek kadar Netanyahu yanlısı bir "ürün."
Ki, böylesini İsrail'de bile bugünlerde bulmak zor.
Mevzubahis İsrail olunca Amerika dahil her şeyi teferruat görecek kadar İsrail'e sadık bu "ürünün" Trump'ın yanına boşuna yerleştirilmediği, adaylığının açıklanmasının hemen ardından Fox'a verdiği röportajdan da belli: "İsrail ve Sünni Arap devletlerinin birlikte çalışmasını ve İran'a karşı bir denge unsuru olmalarını sağlamamız gerekiyor..."
Şununla bitirelim:
İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırımı tamamlamasını, yani Filistinlilerin çoluk çocuk topyekûn yok edilmesini savunan Senatör JD Vance'in başkan yardımcısı olarak gösterilmesini ABD siyasetinde ve medyasında ne kadar azılı Siyonist varsa büyük sevinçle karşıladılar.