Bir süre önce bu köşecikte CHP'nin çiçeği burnunda Genel Başkanı Özgür Özel'in beni fena hâlde şaşırttığını dile getirmiştim.
Neden mi?
Hatırlatayım: Yerel seçimde elde ettiği seçim zaferinin sarhoşluğuyla kaptırıp gideceğini, kaostan beslenen CHP siyaset tarzının iğvasına kapılarak çok geçmeden kutuplaştırıcı siyaset seylaplarına kapılacağını sanmıştım.
Böyle olmadığını görünce de şaşırmış, bunu da itiraf etmiştim.
Ne ki söz konusu tutumundan dolayı CHP yandaşı yazarlar tarafından (tahmin ettiğim üzre) sert eleştirilere maruz kaldı.
Özetle, "Normalleşmenin zamanı mı şimdi, kırk yılın başında CHP seçim kazandı, erken seçim istesene!.." demeye başladılar.
Bu kadar nazik değil tabii; Özgür Özel'in tarz-ı siyasetiyle dalga geçtiler, aşağıladılar.
O da n'apsın (kendini savunmak sadedinde) bu zevatı "Kutuplaşma ortamından beslenenler..." olarak nitelendirdi.
Evet, kendini savundu ama ne yazık ki "zehri" de anında kaptı.
"Zehri kaptı" dediğim sade ve mütevazı tutumuna gölge düşürdü. Mesela, geçen gün kalktı, "Zam yaparsan geçim olur, zam yapmazsan seçim olur. Türkiye'yi ayağa kalkmaya davet ediyoruz. Türkiye bu akşam saat 21.00'de ayağa kalk. Işıkları yakın, ışıkları kapatın. Uzaydan görünecek. Kendinizi gösterin. Zam isteyenler bizimle olsun..." dedi.
Hayır, seçim istediği için "zehri" kaptı demiyorum. Buna en fazla "İstenileni yerine getirdi" derim.
"Zehir" dediğim, hançeresini yırtarcasına "Kutuplaşmadan beslenenler" tesmiye ettiklerinin ihtiyaçlarını giderme gayretinden ibaret.
Ki, bunun da sonu yoktur.
***
Kendisi adına doğrusu üzüldüm. Hem bizzat eleştirdiklerinin iğvasına kapılmış oldu hem de mezkûr daveti (değil uzaydan görünmesi) halkta hiçbir karşılık bulmadı.
Anlamakta zorluk çektiğim, "Işıkları yakın, ışıkları kapatın" demek için o kadar yükselmeye (bağırmaya) ne lüzum vardı.
Selametli Kılıçdaroğlu bile "Burdayım be burdayım!" derken bu kadar bağırmadı.
Hayır yani, alt tarafı "Işıklar açılıp ışıklar kapatılacak"; bu celal bu celadet de neyin nesi?
Kaldı ki, "zam istemek" için neden "tencere- tava" değil de, "ışık yakma ışık kapatma" eylemi. Sembol bakımından "tencere- tava" geçim için, "ışık açma kapatma" da adalet ve şeffaflık için değil miydi?
Eylem türlerini karıştırdı desem; CHP'nin hepi topu 2 tür eylemi var zaten; biri tencere, diğeri ışık kapatma değil mi!
***
Özgür Özel'e sesini patlatırcasına yükseltince sevimsizleştiğini söyleyen bir dostu yok mu? (Ecevit de sesini bazen yükseltirdi ama kreşendolu ve hatta içine doğru. Işıklar içinde yatası, böyle alakasız şekilde "yükselmezdi".)
Sayın Özel ne yapıp edip bu "ürkünç" bağırtıdan kurtulmalı.
Hayır, gözlüklerinden kurtulmak adına yaptığı operasyonu ses telleri için yapması gerekmez. Olur olmaz yere bağırmaması da bir yöntem olabilir.
Sesini çatallaştıracak kadar bağırınca Mehmet Şimşek'in "rasyonel ekonomik zemine geçişini" desteklediklerini unutturacağını mı sanıyor! "Rasyonel zemin" de takdir edersiniz ki öyle destursuz "zamlara" müsait değildir.
Madem öyle, yalancı pehlivanlığı bıraksın. Halihazırdaki enflasyonla mücadeleyi destekleyen MÜSİAD'dan da korkmasın; "Zenginden ek vergi alınıp fakire verilsin..." desin de görelim.
Öyle bir ağzı yerde bir ağzı gökte bağırmasına da gerek yok, "tıslarcasına" söylese de kâfi.