Meral hemşiremiz yeni rolüne bayağı kendini kaptırmış. Ne diyelim, Allah başka dert vermesin!..
Partisinin grup toplantısında, "Sıkı dur Sayın Erdoğan, başbakan geliyor!" demiş ya, "yeni rolü" dediğim bu!..
Dikkat isterim: "Ben geliyorum" demiyor, "Başbakan geliyor..." diyor.
Daha önce de rolünü bihakkın oynamış, "Ben başbakan olacağım!" şeklindeki repliğini terennüm etmişti. Hemen ardından da 15 Temmuz gerçekleşmişti hani.
Bakalım bu sefer memleketin başına neler gelecek?
Belki de boşuna işkilleniyorum, sadece "hedef küçültmek" zorunda kalmıştır.
Nihayetinde 24 Haziran 2018'de yapılan seçimlerde kendisi yüzde 7 alırken, Sayın Erdoğan yüzde 52 alarak Cumhurbaşkanı seçilmişti.
Yani, boyunun ölçüsünü almıştı.
***
Sayın Bahçeli'nin ifadesiyle "Zillet İttifakı" da olsalar, yüzde 7 alan birini "çatı adayı" yapmazlar herhalde.***
Maval okuyorlar: Parlamenter sistemden demokrasi - hukuk - özgürlük neşet ediyormuş da bilmem ne!
Hayır yani, parlamenter sistem döneminde, "Hitler de seçimle gelmişti..." lakırdıları eden kimlerdi?
"Korku imparatorluğu" lakırdılarını ağızlarından düşürmedikleri, "Her şey sandık değil" dediklerinde hangi sistem yürürlükteydi?
Daha önce de bu köşecikte dile getirmiştim: Mesele sistem değil zihniyet meselesi.
Bunların aslında sistem dertleri falan yok, "rol kapma" peşindeler!..
Parlamenter sistem döneminde tüm dertleri Erdoğan'ı devirmekti, şimdi de öyle.
Bu dert uğruna, darbeye bile itiraz etmeyeceklerini 15 Temmuz'da gördük!..
Kime hangi rolü verdiler bilmiyorum ama Meral hemşiremiz, "Sıkı dur Sayın Erdoğan, başbakan geliyor!" dediğine göre ya ön almaya çalışıyor ya da rolünü almış da ezber yapıyor.
Sizce hangisi?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz