Trabzon İmam Hatip Lisesi'nde öğretmenlik yaptığı dönemde bile Trabzon'da adını bilmeyen yoktu.
Sonradan, 70'li yılların ortasında, bizim liseye de (Trabzon Lisesi) "Din Bilgisi" dersleri vermeye gelmişti. Ama bir önceki devreye.
Bizim dönemimizde yoktu.
Fakat biz de şuna tanık olmuştuk: Siyasi görüşü ne olursa olsun hemen her öğrencinin dilinde nerdeyse bir efsaneye dönüşmüştü.
Üstad Necip Fazıl Trabzon'a geldiğinde ilk karşılayanlardan olduğu ve Sakarya'yı da müthiş okuduğu rivayet edilirdi.
Biz o günlere yetişmedik.
Gelgelelim, merhum Erbakan'la siyaset yaptığı dönemi iyi hatırlıyorum.
MSP Trabzon İl Başkanı'ydı. Hatta 77- 78'lerde milletvekili adayı olmuştu. Merhum Kadir Mısıroğlu ve Sadık (Albayrak) abi de adaylar arasındaydı.
Seçim çalışmalarına destek vermek için İstanbul'dan Selahaddin E. Çakırgil'in yanı sıra çocuk edebiyatımızın mümtaz isimlerinden Mustafa Yazgan da gelmişti.
Müthiş bir hitabeti vardı.
Meydanlarda, kahvelerde dinleyenlerini mest ederdi.
***
12 Eylül darbesi vaki olduğunda Trabzon'da zulme maruz kalanların arasında yine Haydar Baş vardı.
Özal döneminin ardından da kendi bağımsız siyasi çizgisini belirledi.
İlahiyatçıydı.
Yüksek İslam Enstitüsü mezunuydu. Fakat, ilahiyatçılardan da içinden geldiği muhafazakarlardan da çok farklı çok radikal çıkışlar yaptı.
Mesela, (mealen) "6. Filo'ya selam çakan, tekbir getirip namaz kılan sağcılar Müslüman; 6. Filo'ya karşı çıkan ABD'yi tel'in eden Deniz Gezmiş'ler kafir. Ben bunu reddediyorum..." demişti.
***
Bana
Prof. Haydar Baş kimdir diye sorsanız vereceğim cevap her şeyden evvel şudur:
FETÖ'ye "Cemaat" denilen dönemde de ölümüne karşı olandır!
Memlekette tüm ilahiyatçıların suspus olduğu dönemde, misyonerliğin bir parçası olacağını ilan eden Fetullah'a elden mektup göndererek onu tövbe etmeye davet edendir.
FETÖ'nün "Cemaat" maskesi altında nasıl bir şeytanlık peşinde olduğunu, "
dinler arası diyalog" belasına, Kelime-i Tevhid'den "
Muhammedun Resûllâh"ı çıkartmaya nasıl çalıştığını deşifre edendir.
Hülasa, taa 99'dan itibaren de Fetullah'ın İslam'la uzaktan yakından alakası olmadığını açık seçik bir şekilde dile getirendir.
Zaten FETÖ'cüler de o günlerden itibaren onu hedefe koymuşlar, her türlü pisliği yapmışlardı.
Sırf bunun için dizi bile yaptılar.
Samanyolu TV'de 2004'ten 2008'e kadar süren
Şubat Soğuğu adlı dizide Haydar Baş'ı istiskal etmek için yapmadıkları alçaklık kalmamıştı.
***
Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan dün yayımladığı taziye mesajında, Haydar
Baş'ın vefatından derin üzüntü duyduğunu
belirtti, yakınlarına ve sevenlerine de başsağlığı
diledi.
Ben de dün Twitter üzerinden taziyelerimi arz edince lagaluga edenler oldu.
FETÖ'cüleri anlıyorum; nihayetinde Haydar Baş'a duydukları kin ve nefretin gereğini yapıyorlar.
Peki size ne oluyor muhteremler?
"
Ölülerinizi hayırla yâd ediniz" diye bir kıymet hükmünüz yok mu?
Bakın kardeşim, biz ne ağaç kovuğundan çıktık ne de Twitter mecrasında var olduk.
Bizim bir geçmişimiz var.
Fakir bundan sebep
Salih Mirzabeyoğlu'ndan Selahaddin Eş'e,
Kadir Mısıroğlu'ndan İsmet Özel'e kadar
her daim sahip çıktım, çıkarım.
Siyasi düşünce veya yorum farklılığı nedeniyle de hiçbir Müslümanı hiçbir zaman "tekfir" etmem.
Prof. Haydar Baş'a tekrar sonsuz rahmet diliyorum.