Vaktiyle katıldığım Wilton Park toplantılarında Hindistan'daki eski İngiliz yönetiminde görev yapmış bir bürokrat tanımıştım. O anlatmıştı:
Bulunduğu kırsal bölgedeki fillerin en irisi ağır işlerde yardımcı olur, fırtınalarda devrilen ağaçları yollardan kaldırır, yağmurların batağa çevirdiği tarlalarda çamura saplanan traktörleri iterek kurtarırmış.
Filin dik kafalılığıyla ünlü bir bakıcısı varmış.
Onu hep uysallaştırır, sırtına binince dev hayvana her istediğini yaptırırmış.
Ama kendisi yetkililerin her istediğini yapmaz, bildiğini okurmuş. Sonunda onlar kızmış, görevden alıp yollamışlar adamı.
Ertesi gün "uysal" fil azmış, yeni bakıcısını hortumuyla kavrayıp atmış, otomobilleri devirmiş, ortalığın altını üstüne getirmiş. Hemen geri gelsin diye eski bakıcıyı aramış ama bulamamışlar.
Emekli diplomat "Hintli yöneticiler konusunda aynı hatayı yaptık" diyerek bağlamıştı sözünü. "İşimize gelmediğini düşündüklerimizi uzaklaştırınca büsbütün karıştı işler. Ülke azdı."
Kurt sömürgeciler öyle yanlışlardan ders de çıkaramadılar. İran başbakanı Musaddık petrol konusunda yeterince uysal davranmayınca İngiltere Amerika'nın CIA gücüyle el ele verip onu devirdi. (Şimdi açıkça itiraf ediliyor). Ama sonra iktidarı kapan Humeyni çok daha belalı çıktı. O gün bugün "azgın" İran.
Bizdeki güncel duruma gelince...
Fanatik kutuplaşma ortamının bir cephesindeki curcuna ortaklığının çıkarları açısından serinkanlılıkla incelerseniz, gülersiniz tabloya. Kimler yok ki acayip koalisyonun içinde:
Ayrıcalıklı saltanatları sarsılan iş çevreleri.
Doymaz faiz açları. Bürokratik egemenliğin, darbe debdebesinin, derin devlet dokunulmazlığının özlemcileri.
Kaşarlanmış medya fırsatçıları. İktidar kuyrukçuluğundan başka hiçbir uğraşın uzmanı olmayan akademisyenler.
Yabancı piyonluğunu "spontane başkaldırı", haytalığı devrimcilik sanan iyi niyetli şaşkın ördekler...
Üstünde birleştikleri rota ne? Öyle bir şey mafiş. Tek ortak dilekleri kişisel.
Hedeflerinde Erdoğan var, o kadar. Ah bir punduna getirilse de... Ne yoldan olursa olsun, ülke ne bedel öderse ödesin, o kişi kayıplara karışsa... Bayram edecekler, bayram!
Ama içlerinde zihin dengesini koruyabilmiş kim kaldıysa bir düşünsün: Eski ayrıcalıkların bekçiliğini yapan asker yok artık. Gözü açılan yığınlarda birikmiş müthiş bir enerji var. Demagojiyle onu tsunami misali öfkeye çevirmek zor değildir.
Bugün öyle olasılıkları devre dışında tutan güç ise Erdoğan'ın laiklik bekçiliği.
Evet, onu laiklik düşmanı ilan ederken iyi düşünülmeli.