Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Bu sefer başarı olası

İnsan yaşadıkça başkalarını iyiler- kötüler diye ayırmaktan vazgeçiyor. Çünkü görebildiği "iyiler" çok çok az. Geri kalanların büyük bölümü de "kötü" olmaktan ziyade aptal.
Bu daha büyük felaket. Zira namussuzla pazarlıkta uyuşup kavgayı önleyebilirsiniz. Salakla o tür anlaşma da olanaksız.
Acı gerçekleri fark ettikçe şu kadarıyla yetiniyorsunuz: "İyilik aramaktan vazgeçtim ama karşımdaki kendi çıkarını doğru hesaplayabilsin." Yazık ki çoğu zaman onu da bulamayıp ipe sapa gelmez davranışlarla uğraşmak zorunda kalıyorsunuz. Satranç olmasını istediğiniz karşılaşmalar piştiye de değil, masa devrilmesiyle sonuçlanan dalaşlara dönüşüyor.
Türkiye'de Kürt sorununun demokratik yollardan çözümü için koşullar uygunlaştıkça eli silahlıların saldırganlaşmasına kendi halklarının çıkarı açısından akıl erdirilemiyor, yalnız şu açıklama gündeme geliyordu:
"Bunlar bölge dışındaki büyük güçlerin maşası. Onların hesapları yönünde aldıkları talimata uyuyorlar."
O da akla yakın değil artık. Söz konusu güçler kendi dertlerine düştüler. Türkiye'nin bölgedeki işbirliğine ihtiyaçları arttıkça PKK kozunu bize karşı elde tutmaktan vazgeçmekte oldukları anlaşılıyor.
İleri sürülebilen son açıklama o kozu Suriye ve İran'ın sahiplenip kullanmaya başladıkları. Varsa, öyle bir durum da PKK açısından ahmaklık örneğidir. Doğru çıkar hesabı yapabilen insanlar kendi başı dertte olan efendilerin hizmetine girmez.

***

"Büyük" güçlerin bölgede kuyumuzu kazma denemelerini terk etmekte olduklarına inanmamı aşırı iyimserlik sayabilirsiniz.
Geçenlerde bizim Suriye konusunda ille Amerika'nın dümen suyunda kaldığımız varsayımlarına karşı çıkmış, "Belki bu işte Amerika bizim dümen suyumuza giriyor" demiştim. Ertesi gün telefonda "Azıcık safdillik olmuyor mu?" itirazıyla karşılaştım.
Başbakan Erdoğan'ın "Türkiye'yi bekle" sözüyle Obama'nın Esad'ı çekilmeye davet açıklamasını ertelediği ileri sürüldü Amerikan basınında. Etkili Foreign Policy dergisi de ABD Başkanının "Türkiye'ye bağımlı" davrandığı iddiasının başkentte ağırlık kazandığını bildirdi.
Tartışmalar uzayınca Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü "Amerika kendi çıkarları doğrultusundan şaşmaz" diye demeç vererek yeni bir bağımsızlık ilanında bulunmayı gerekli gördü.
Çok güldüm.
***

Kürt sorununda olan oldu artık. PKK ile çatışılıyor. Çatışılacak.
Aklı başında insan dövüş başlatmamak için elinden geleni ardına koymaz. Ama kaçınılmaz olur da dövüşe girerse, yapılacak tek şey kalır: kazanmak.
Bugüne kadar güvenlik güçlerinin üst kademelerinde şu ya da bu nedenle çatışmanın sürmesini kendi çıkarlarına uygun gören kimi kesimlerin başarıyı engellediği gibi korkunç bir kuşku vardı gündemde. Artık onun giderilmiş olması gerektiğinden, öyle bir handikap yok inşallah.
Hükümete düşen, dövüşe girmişken bile serinkanlı ve demokratça düşünmekten vazgeçmemek, bir elde silah tutarken ötekiyle akıllıca yazı yazma hünerini göstermek. Yeni anayasa hazırlanması şimdi daha da ivedilik kazandı.
Halkımızın "Kürt" ile "PKK'lı" ayırımını gözden kaçırmamayı her zamankinden daha özenle sürdürmesi şart. Aklı başında insanlar olduklarını kanıtlamış Kürt kökenli vatandaş çoğunluğunun da teröre karşı tavırlarını daha açıkça belli etmeleri şimdi özellikle önemli.
Genel havayı belirlemede bir numaralı etken olan medyamıza gelince... En aydın geçinen kesimlerde kimileri liberallik ile nanemollalığı karıştırabiliyor. Dövüşte yumruk sayılamayacağı unutulmamalı.
Bir de akıl karıştıran sıfat ekleme merakımız var. Hep "kalleş pusu", "zalim saldırı", "hain düşman" falan diyoruz. Mert pusu, müşfik saldırı, sadık düşman olmaz. Pusu kuran, saldıran insanı bize ihanet etmemekle yükümlü sayamayız.
Düşman düşmandır. Yapılması gereken de onu kınamak değil, yenmektir.
Artık başarmaya bakalım. Bu sefer olası görünüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA