İçeriğinin gerektirdiği doğal sürenin ötesine uzatılan tartışmalar yılan hikâyesine dönüşür. Öyle hikâyeler sıkıcı olmakla kalmaz, ayağa dolanan ip gibi kafa karıştırır. Konu netameli ise, tehlike de yaratır.
Bizde gereğinden fazla, tadını kaçıra kaçıra, temcit pilavına döndürülen tartışma bolluğu var. Onlardan biri de "Ertuğrul Günay'ın dönekliği" üstüne. Yıllardır her fırsatta -ya da fırsat sanılan durumda- yerli yersiz gündeme getirilip sütü tükenmiş inek memesi sıkar gibi mıncıklanıyor.
Bir kere daha belirteyim hemen. Her bakanın, her yöneticinin hatalı bulduğunuz davranışları olur. Günay'ın da oluyor. Ben öyle düşündüğüm zaman eleştirimi yüzüne karşı açığa vuruyorum. Ama bu başka, haksız bir yaftalamayla fanatik hasım kesilmek başka.
Somut duruma bakalım. Nedir kimi kesimlerin Günay'a ısrarla yönelttiği suçlama? Yolsuzlukla cebini mi doldurmuş? İnsanları birbirine düşürüp toplumu bölmüş mü? Çoğunluk iradesine karşı darbe mi tezgâhlamış? Emekçi kitleye zarar mı vermiş? Sola ihanet mi etmiş? Hiçbiri değil. Parti değiştirmiş.
Hâlâ CHP'yi "solun adresi" sayanlardansanız, o sonuncu suçlamaya katılabilirsiniz. Tam tersine, vesayet yanlısı her partinin solun ezilmesi suçuna ortak olduğunu, Günay'ın engel giderilerek emekçilerin önünün açılmasına ve sorunların netleşmesine katkı sağladığını görebiliyorsanız, sürekli tamtamlarla onun üstüne çullanılmasını çirkin bulursunuz.
Hacı Bektaş Veli Anadolu aydınlanmasının ve çelebiliğinin öncülerindendir. Adını taşıyan ilçemizde her yıl onu anma töreni yapılır. Çok da iyi edilir. Çünkü gereksiz hırçınlık ve hoyratlık spazmları ile sarsılmakta olan toplumumuz huzur aşılarına gerçekten muhtaç.
Hacıbektaş ilçesinde CHP ağır basıyor. Belediye Başkanı o partiden. Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile Kültür ve Turizm Bakanı Günay törene birlikte katıldılar, el sıkışıp yan yana oturdular. Başkanın son konuşmacı olduğu açıklanmıştı. Sonra bu değiştirildi; konuşması öne alındı.
Kılıçdaroğlu kürsüde çok güzel şeyler söyledi. Bol bol sevgiden, barıştan, hoşgörüden, huzurdan, kardeşlikten söz etti. Orada siyaset yapılmaması gereğinin altını çizdi. "Kavgasız Türkiye diliyorum" diye bitirdi sözlerini.
Ama konuşma sırası bakana gelmişken yerinden kalkıp salondan çıktı. Dışarıda, meydanda birikmiş kalabalık töreni hoparlörlerden izliyordu. Onların ve içeridekilerin bir bölümü Günay adı anons edilince alkışladı, CHP'lilerin bir bölümü de yuhaladı.
Üstelik, Kılıçdaroğlu'nun otobüsü meydandan ayrılırken onun hoparlörleri ortalığı gürültüye boğdu. Öyle ki, Günay'ın konuşması anlaşılamadı.
Ama şu anlaşıldı bir kere daha:
CHP Genel Başkanı'nın davranışları kendi sözlerine pek uymuyor. Kimi partililerin tutumu ise ilke savunucularından çok boyuna hakem ıslıklayan yenik takım fanatiklerine yakışıyor.