Türkiye'de doğmuş ve Türkiye'de yaşamakta olmaktan çok hoşnutum. En gelişmiş, en zengin, en rahat değil ama, kesinlikle en ilginç ülke.
Can sıkıntısı hiç bilmediğim, çok da ayıpladığım bir duygudur. Burada insanın başına her şey gelebilir de, canının sıkılması olanaksız.
Dünyadaki sayısız akıntının karşılaşıp anaforlaştığı bir siyasal ve toplumsal laboratuvar olması bir yana, ülkemizdeki günlük yaşantı görüntüleri çoğu zaman başka yerlerde rastlanmayacak dram ve garabet karışımları.
Şahiner daha 19 yaşında ama karnı burnunda. Yatak çarşaflarını ucu ucuna bağlayıp dördüncü kattan atlayarak kaçmak isterken düşüyor. Bereket versin zemin toprak da fazla yaralanmıyor.
Şimdi hayal gücünüzü zorlayarak düşünün lütfen: gencecik bir kadıncağızı karnındaki yedi aylık bebekle çarşaflı cambazlık yapmaya zorlayan aile durumu ne olabilir?
İzmirli Canan bir başka genç kadınımız. İstanbul'a gelmiş, yolcu rahatlık ve keyfini artırdığını düşündüğümüz bir taşıt olan metrobüse binmiş. İnmek istediği yerde durmadığı, sonra da sert fren yapıp düşmesine neden olduğu için sürücüyle aralarında tartışma çıkmış. Polise verdiği şikâyet dilekçesinde iddia ettiğine göre, şöyle demiş adam:
"Fizan'a gidiyoruz. Seni kaçırıyorum. Ne mal olduğun belli, orospu!"
Şimdi mahkemelikler.
Kule boyundaki iş yüklerine bir dosya daha eklenen yargıçlarımıza kolay gelsin!

* * *

Bireyler arasındaki ilişkiler öyle de, siyasal düzeydeki tartışmalar nasıl?
Baykal'a Van'da yumurta atılması vukuatının yankıları sürerken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş yeni açıklama yaptı:
"Sayın Hüseyin Çelik'in eşinin adı Şahsenem'dir ama nüfustaki kaydı Sema. Veysel Göl ise Sema Hanım'ın kız kardeşi Nurdan Hanım ile evlidir, yani Çelik'in kayınbiraderidir. Van'daki saldırıda Veysel Göl'ün amcası Mehmet Göl'ün bulunduğunu saptadık. Bu arada bacanak Veysel Göl'ün 2 yıl önce Uşak Havaalanı'na meydan müdürü olarak atandığını öğrendik. Çelik 'Arslan Yılmaz'ı tanımıyorum' dedi. İlgin yoksa akrabaların niye hep ön saflarda?"
Ben bu akrabalık bağlantılarını hep karıştırırım zaten. Şimdi büsbütün aklım karıştı. Hüseyin Çelik Bey'in Uşak Havaalanı'nda görevlendirilme sağlayarak ön saflara yerleştirdiği iddia edilen Sayın Veysel Göl onun kayınbiraderi mi, bacanağı mı? Saldırgan amca Mehmet Göl ne yapmış? Arslan Yılmaz kim? Vukuattaki rolü ne?
Olayın aydınlatılmasına çalıştığı bildirilen CHP MYK üyesi Savcı Sayan ise esrara başka bir açıdan yaklaşıyor:
"Van'da esnafla görüştük. Bana 'AKP'liler bizden tanesi 1-2 liraya yumurta alıp dağıttı. Depolardan yumurta istedik ama yetişmedi. Yumurta kıtlığı olunca eldeki yumurtaların hepsini aldılar' dediler."
İlgili ve yetkililer bu kayınbiraderli, bacanaklı, amcalı, ön saflı, yumurtalı kördüğümü de nasıl çözecekler bakalım? Ellerini lütfen çabuk tutsunlar ki sıra işsizlik, trafik, eğitim gibi "sair" işlere gelebilsin.

* * *

İnsanı gülümsetirken üzen kara mizah örneklerinin yanı sıra, gerçekten sevindirici uygarlık belirtileri de çoğalmakta benzersiz yurdumuzda.
Hayvan sevgisi o belirtilerin başta gelenlerindendir. Askerlik ise gereğinde insan öldürebilme mesleğidir. Bizde o alanın doruğundaki Genelkurmay Başkanı pilotlara "Alçaktan uçmayın, kuşları rahatsız etmeyin" dedi. Ufacık ama çok güzel ve değerli bir işaret fişeği!
Vahşi kapitalizmin temel ilkesini bilmezden gelerek konuşabilen Başbakan da işadamlarımıza insanca tavsiyelerde bulunuyor:
"Sırf kâr hırsıyla hareket etmeyin. Hepiniz birer kişiyi işe alsanız işsizlik çok azalır."
Siz büyük olasılıkla benim çocuğum ya da torunum yaşındasınız; bilemezsiniz. Duyunca da inanmazsınız belki. Uzak sayılmayacak bir geçmişte, öyle bir şey söyleyen vatandaş komünist diye mimlenip süründürülürdü Türkiye'de.
Bu cehennemde, bu cennette nereden nereye gelmekteyiz diye sevindirik olmama şaşmayın.