Hürriyet Gazetesi, Kırıkkale Valisi Hakan Yusuf Güner'e büyük saygısızlık etti.
Ankaralı genç valilerimizden biri olan Güner'i idareciliğe başladığı kaymakamlık yıllarından tanırım.
Trabzon'un yeni ilçesi Hayrat'ın kurucu kaymakamıydı.
İnsan ilişkileri çok kuvvetli bir yöneticidir.
Sonra 'fakir babası vali' olarak nam saldı.
Bu hükümetin atadığı her vali için bahane arayanlar güya büyük balığı yakalamışlardı.
Hürriyet, 'Picasso gibi Valiniz var' başlığıyla alaycı bir başlıkla verdiği habere, yakışıklı valinin ağzı burnu yamulmuş fotoğrafını özellikle koydu ki işlem tam olsun.
Oysa Vali Hakan Yusuf Güner, asık suratlı, konuşmayan 'hat, höt' diyen bir vali değildir.
Aksine makamın kapılarını ardına kadar vatandaşa açan, halkın sorunlarına anında çare bulan, yeri geldiğinde kahkahasını atan şakacı bir validir...
O, devlete halel getirmeyen ama 'baba vali'liğini de sergilemekten kaçınmayan bir yöneticidir.
Zaten bu yüzden vatandaşın baş tacıdır ya...
Kırıkkale ve görev yaptığı diğer yerlerde onu sevmeyen yok gibidir.
***
Geçen gün muhtarlar ve vatandaşlarla toplantı yapmak için Kırıkkale'nin Sulakyurt ilçesine gitti.
Güner burada çiçeklerle karşılandı. Çünkü geçmiş dönemlerde Kırıkkale ve ilçe belediyelerinde işe alınan bine yakın personelin hayati sorunlarını çözmüştü.
İşçiler aylarca maaş alamamıştı.
Bu yüzden personelin sıkıntısı büyüktü.
Evlerinde huzur yoktu.
Vali Güner, onların yüzünü güldürdü.
Seçim öncesi çıkan bir yasayı fırsat bilen Güner, belediyelerde çalışan sürekli işçi statüsündeki norm ve ihtiyaç fazlası 804 işçiden 714'ünü İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne 90'ını da İl Emniyet Müdürlüğü'ne yerleştirdi.
Bu işi 81 il içinde sadece Kırıkkale ve Yozgat valileri yapabildi.
O gün Vali Güner, kendisine teşekkür eden işçi ve yakınlarına bir espri ile karşılık vermeyi ihmal etmemiş, 'ustalığını' ifade etmek için de kendini ünlü İspanyol ressam Picasso'ya benzetmişti.
Bunda alay edecek ne vardı anlamadım.
Demek ki Hürriyet'in yazı işlerindeki beylerin amacı üzüm yemek değil bağcı dövmekmiş.
***
Galiba beyler hükümetin atadığı her valiye bir kulp bulmak için elinde cımbız fırsat kolluyor.
Vali Güner'i yaptığı işten ötürü kutluyorum. Aklınca onunla alay etmek isteyenleri de Kırıkkaleli okurlarımın takdirine bırakıyorum…
***
Ve genç mühendisler
Sümeyya Işık, Ece Tuştaş, Nilgün Gür, Onur Baştürk, İrfan Gülcan, Gökay Demircioğlu, Malik Özkan, Ayşegül Ezlin, Okay Padak, Mihriban Yaray, Bahar İş, Rafet İyice, İlham Uzun, Mahmut Özkan, Yasin Çoban, İsmail Taylan Karansu, Murat Çağatay Keçeci, Sema Akça, Şamil Yücel, Fatma Şeker, Sevilay Gökçe, Esra Gülşah… Ve burada yer veremediğim daha birçok isim… Onlar kim mi?
Çoğu ziraat mühendisi ve veteriner hekim…
Dertleri ise dağlar kadar…
***
Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehdi Eker'e seslerini duyurmak istediler, beni de aracı seçtiler.
"Biz ziraat mühendisi, veteriner arkadaşlar olarak derdimizi Sayın Başbakan'a anlatmak istiyoruz. Gün geçtikçe tükenmekte olan su ürünleri sektörünü ve yok olan geleceğimizi kurtarmak adına yazıyoruz. Dünyanın ve ülkemizin geleceğini ilgilendiren bu konu üzerinde durmanızı, bakanlıklar nezdinde istihdamın artırılması ve mesleki yetkilerin verilmesi konusunda su ürünleri mühendisleri olarak sesimiz olmanızı rica ediyoruz."
Bu konuyu takip edeceğim elbet…
Sanırım Sayın Bakan Mehdi Eker, yüzlerce genci rahatlatacak bir güzel açıklama yapacaktır.
