Adalet Bakanlığının yaklaşık bir yıllık çalışma sonrasında hazırlamış olduğu Yargı Reformu Stratejisi Belgesi 30 Mayıs 2019'da Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyu ile paylaşılmıştır. Belge, Yüksek Mahkemeler, Türkiye Barolar Birliği, hukuk fakülteleri, hakim-savcı ve avukatlar, sivil toplum örgütleri ve ilgili diğer paydaşların katılım ve katkıları ile hazırlanmıştır. Türkiye'nin 2023 hedefleri doğrultusunda reform perspektifini ortaya koyan bu belge, yargı alanında somut reform politikaları öngörmektedir. Avrupa Birliği (AB) normları ve uluslararası belgeler ile uyumluluğu da gözeten belgenin reform politikaları, 9 temel amaç, 63 hedef ve 256 adet faaliyet olarak düzenlenmiştir. "Şeffaflık ilkesi" doğrultusunda kamuoyu denetiminin temini açısından belgenin yayımlanması sonrasında, en geç üç ay içerisinde "Yargı Reformu Stratejisi İzleme ve Değerlendirme Kurulu"nun oluşturulacağı ve bir "Eylem Planı"nın hazırlanacağı öngörüsünde bulunulmuştur. Tüm paydaşların katılımı ile oluşturulacak olan bu Kurulun periyodik biçimde toplanması öngörülmüştür.
AB perspektifi doğrultusunda Türkiye'nin yaklaşık son on yedi yıllık süreçte demokratik siyasal düzenin kurucu unsurlarından birisini oluşturan "adil yargılanma hakkı" üzerinden "yargı düzeni"ni reforme etme çabası ortaya çıkmıştır. "Güven veren" bir yargı düzeni öngörüsü doğrultusunda bu belge, 2009 ve 2015'te yayımlanan reform belgelerinden sonra "üçüncü strateji belgesi" olarak kamuoyu ile paylaşılmıştır.
Belgenin birinci amacı, "hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi" olarak belirlenmiştir. Bu amaç kapsamında "hak ve özgürlüklerin standartlarını yükseltebilmek adına mevzuatın gözden geçirilmesi ve gerekli değişikliklerin yapılması" öngörülmüştür. Özellikle, "ifade özgürlüğü"nün alanını genişletme ve etkin biçimde güvence altına alma amacıyla belge, mevzuat değişikliğinin gerekliliğini ve uygulamanın analizini vurgulamıştır. "Özgürlük ve güvenlik hakkı"nı ihlal edici nitelikteki koruma tedbirlerinin yeniden gözden geçirilmesi hedeflenmiştir. Bu noktada özellikle uygulamadan kaynaklanan sorunları giderebilmek adına yeni bir "İnsan Hakları Eylem Planı"nın hazırlanması taahhüt edilmiştir.
Belgede yer verilen ikinci temel amaç, "yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığı"na ilişkindir. "Hukuk devleti" düşüncesinin temel unsurlarından birisini "mahkemelerin bağımsızlığı" ilkesi oluşturmaktadır. Yargı bağımsızlığı, yargısal faaliyetlerin icrasında "adil yargılanma hakkı"nı haleldâr edecek herhangi bir müdahaleyi önlemeyi amaçlamaktadır. Müdahalelere karşı güvenceli bir yargılama faaliyetinin oluşturulabilmesi adına yargının bazı yapısal güvencelere sahip olması gerekmektedir. Yargı bağımsızlığının teminatını oluşturmak adına yer verilen güvenceler özellikle yargı mensuplarının "atama, nakil, terfi ve disiplin işleri"ne ilişkin olarak düzenlenmiştir. Yargı bağımsızlığının yanı sıra, tarafsızlığın güçlendirilmesi adına bugüne kadar Anayasamızın 9. maddesinde yer alan "bağımsızlık" ilkesine "tarafsızlık" ilkesinin eklenmesi; ve Hakimler ve Savcılar Kurulunun yapısının değiştirilmesi (2017) gibi adımlar atılmıştır. Belgede bu iki ilkeyi güvence altına alabilmek adına "yargı etiğinin güçlendirilmesi" amacı ortaya konmuştur.
"İnsan kaynaklarının nitelik ve niceliğinin artırılması" amacıyla belge, meslek öncesi ve sonrası öğrenim süreçlerinin yetkinliğini geliştirmek için birden çok amaç, hedef ve faaliyetler belirlemiştir. Bu kapsamda olmak üzere Belge, hukuk eğitiminin niteliğinin artırılması için yeni bir model önerisinde bulunmuştur. Hukuk fakültesi mezunlarının hakim ve savcı yardımcısı, avukat ve noter olabilmeleri için "Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı"na girmeleri öngörülmüştür.
Yargısal faaliyetlerin icrasında "performans ve verimliliğin artırılması" amacı doğrultusunda, "etkinlik, verimlilik, kalite ve performans"ın yargı hizmetinin sunulması noktasında geliştirilmesi hedefi öngörülmüştür. Özellikle performans ölçümü ve kalitenin artırılması hedefiyle "Performans Esaslı İzleme Sistemi"nin kurulması hedeflenmiştir. "Adaletin gecikmesini" önleme amacıyla başlatılan "yargıda hedef süre" uygulamasının daha da geliştirilmesi hedef olarak belirlenmiştir.
"Savunma hakkının etkili kullanımının sağlanması" amacına matuf olarak belgede birtakım hedef ve faaliyetler öngörülmüştür. Belgede savunmanın niteliğinin artırılması amacı doğrultusunda "avukatlık mesleğine giriş usulünün değiştirilmesi" düşüncesi benimsenmiştir. "Savunmanın yargılamalara daha etkin katılımın"ın teminine dönük hedefte, savunma hakkının etkin biçimde kullanımı amaçlanmıştır.
"Adalete erişimin kolaylaştırılması ve hizmetlerden memnuniyetin artırılması" amacı doğrultusunda hem adalet hizmetinin kalitesinin artırılması hem de yurttaşların memnuniyetinin yükseltilmesi hedef faaliyetler olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda "adli yardım sistemi" ile "yabancıların adalete erişiminin güçlendirilmesi" hedeflenmiştir. Bu çerçevede yine "tanıklığı zorlaştıran uygulama ve yaklaşımların ortadan kaldırılması" da bir hedef olarak öngörülmüştür.
"Ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması" amacı kapsamında "kovuşturma öncesi çözüm araçları ve soruşturma süreçlerinin güçlendirilmesi", "suç ve yaptırım sisteminin gözden geçirilerek yeniden düzenlenmesi", "çocuk adaleti sisteminin, onarıcı adalet yaklaşımıyla yeniden yapılandırılması", "ceza infaz kurumlarının yönetim kapasitesinin geliştirilmesi ve koşullu salıverilme sisteminin iyileştirilmesi", "adli sicil arşiv kayıt sisteminin cezaların ıslah edici olması ilkeleriyle bağdaşacak şekilde yenilenmesi" hedefleri belirlenmiştir.
"Hukuk yargılaması ile idari yargılamanın sadeleştirilmesi ve etkinliğinin artırılması" amacıyla "hukuk güvenliği" ve "hukuki öngörülebilirlik" ilkeleri çerçevesinde "hukuk yargılamalarının sadeleştirilmesi ve basitleştirilmesinin sağlanması" ve "adalete erişim hakkının suiistimalinin engellenmesi" gibi hedefler belirlenmiştir. Bunun yanı sıra, "aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların yargısal çözümü sürecinde uyuşmazlıkları derinleştiren uygulamaların kaldırılması" ile "noterliklerin görev tanımlarının yargının iş yükünü azaltacak biçimde yeniden düzenlenmesi" hedefleri öngörülmüştür.
"Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin yaygınlaştırılması" amacı kapsamında ise "ceza uyuşmazlıklarında alternatif çözüm yöntemlerinin yaygınlaştırılması" ile "hukuk uyuşmazlıklarında alternatif çözüm yöntemlerinin yaygınlaştırılması" da temel hedeflerdendir. Bu kapsamda olmak üzere, "alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine ilişkin uygulamanın sürekli takip ve etki analizinin yapılacağı" taahhüt edilmiştir.
Sonuç olarak, "güven veren adalet" ilkesi doğrultusunda yapılandırılan strateji Belgesi, Türkiye'nin demokratik siyasallığı tahkim etme iradesine dönük bir reform perspektifi sunmaktadır. Bu perspektif, yalnızca Avrupa Birliği'ne katılım sürecinin gerekliliklerini tedarik etme düşüncesinden değil, bizatihi kendi iç siyasal dinamiklerimiz üzerinden yapılandırılmıştır. Belge, kapsam ve dil kurgusu açısından realize edilebilir hedefler doğrultusunda oluşturulmuş bir "irade beyanı" olarak değerlendirilebilir. Kuşkusuz bu hedeflerin gerçekleşmesi, güçlü bir uygulama iradesi ve denetim mekanizması ile mümkün olacaktır.