Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SONAT BAHAR

Biz kadınlar daha çok koltuğu hak ediyoruz

Onlar Türkiye'de iş dünyasında kadın yöneticilerin daha fazla olması için 11 yıl önce yola çıktılar. Beş yıl önce de dernek kurdular. Yönetim Kurulunda Kadın Derneği'nden bahsediyoruz. Eğitimler veriyor, üst düzey kadın yönetici yetiştiriyorlar Bugüne kadar 200 kadın onların eğitiminden geçti. 155'i de yönetim kurullarına girdi. Bu derneğe üye olan ve şirketlerinin yönetim kurullarında görev yapan beş kadınla bir araya geldik. Başarılarını ve iş dünyasında kadın yönetici olmayı konuştuk

Yılların iş adamı tabiri nasıl iş insanına dönüştü? Tabii ki kadınlar sayesinde. Kadınların da iş dünyasında söz sahibi olduğu görülünce onlara iş adamı demek tuhaf olmaya başlamıştı çünkü. Lakin mücadele bitti mi sanıyorsunuz. Türkiye sadece 34 kadın yönetim kurulu başkanı sıfatıyla kurumların başında bulunuyor. Ama bu sayı çoğalacak. Çünkü Yönetim Kurulunda Kadın Derneği kendini bu dönüşüme adamış durumda. Üyeleri, son derece iyi eğitimli, kariyerinin zirvesinde, toplumun saygı duyduğu isimler ve mücadeleleri kadınların yönetim kurullarında daha çok yer alması. "Eğer biz yönetim kurulunda daha çok yer alırsak, evinde şiddet gören kadın kendini daha güçlü hissedecek" diyorlar. Biz de 8 Mart vesilesiyle dernek üyesi Arzu Aslan Kesimer, Meltem Bakiler Şahin, Hande Ocak Başev, Demet Özdemir ve Özge Bulut Maraşlı ile bir araya geldik. Yönetim kurulu koltuğuna giden hikayelerini, yaşadıklarını konuştuk.

- Önce, Yönetim Kurulunda Kadın Derneği'nden söz edelim. Türkiye'de kurum ve şirketlerin yönetim kurullarında kadınların son durumu nedir?
Arzu Aslan Kesimer: Düşünün, Türkiye'nin en büyük şirketlerinin sadece yüzde 17'sinde kadınlar yönetim kurulunda. Yani hâlâ erkekler o odalarda oturup karar alıyor. Bazen "Kadınlara dair tek derdiniz bu mu?" diyorlar. Bu! Çünkü kadınlar en tepede yer alırlarsa, evde şiddet gören kadın da kendini güçlü hissedecek. Biz de zaten ele geçirelim demiyoruz, yüzde elli, elli olsun. Bu zamana kadar erkeklerin, erkek kulüpleri vardı, şimdi biz kendi 'kızkardeşlik' kulübümüzü kurduk. Ne lazım olursa birbirimize danışıyoruz.

- Özge Bulut Maraşlı: Yönetim kurulu icracı bir oparesyon değil, gelecek stratejisini oluşturan ve operasyonu denetleyen oluşum. Sizin bu operasyonel yorumları yapabilmeniz için iki şart var, birincisi sermayedar olacaksınız, diğer şart çeşittilik ilkesi. Borsada 413 halka açık şirket var, 2 bin 700'ün üzerinde yönetim kurulu koltuğu var, bu koltukların 450'sinde kadın oturuyor, bunların yarısı aile üyesi olduğu için oturuyor, diğer yarısı bağımsız üye olduğu için. Sadece 17 kadın CEO ve sadece 34 yönetim kurulu başkanı kadın var! Olacak iş değil.



GÖRÜNMEYEN BASKILAR ÇOK

- Sadece kadın olduğum için
...diye başlayan cümleleriniz, hikayeleriniz var mı?
- Arzu Aslan Kesimer: Kadınlar maalesef nadiren sanayi şirketlerine CEO olabiliyor. Bunu bildiğim için rol model olabilmek, daha çok kadının bu görevlere gelmesini teşvik edebilmek adına kendimi ekürilerime göre daha çok çalışmak zorunda hissettim. Bir erkek atandığında CEO atanmış oluyor. Bir kadın atandığında 'kadın CEO' atanmış oluyor.

- Hande Ocak Başev: Sadece kadın olduğum için erkek baskın sektörlerde yüksek mevkilere gelince, yönetim tarafından 'korunmak kollanmak, sahip çıkılmak' gibi ifadeler kullanılabildi. Yine sadece kadın olduğum için bir göreve gelirken, eğer hamile kalırsam ne yapacağım ya da ev ve işi ne kadar dengeli yürütebileceğim sorgulanabildi. Sadece kadın olduğum için yanımda yapılan argo konuşmalara toleranslı davranmam iyi bir özellik gibi 'o da erkek gibi, bize alıştı' denilerek övülebildi. Kadın olduğum için kurduğum şirketlerin arkasında eşim ya da aile büyüğü bir erkek olması ihtimali sadece Türkiye değil, CIS ülkeleri ve Ortadoğu'daki kişiler tarafından sorgulanabildi.

- Demet Özdemir: ODTÜ'deki üniversite yıllarımda dört yıl üst üste Türkiye kayak şampiyonuydum. Ayrıca her yıl Türkiye üniversiteler arası yarışlarda birinciliğim var. Ve o zaman dünya üniversitelerarası olimpiyatlar düzenlenecekti. Ve biz kadın olduğumuz için dünya şampiyonasına gidemedik, sadece erkek takımı gitti. İş hayatında ise sadece kadın olduğum için asla pozitif ayrımcılığa tabi olmadım, negatif ayrımcılığa uğramamak adına da çok fazla çalıştım, çaba gösterdim.

- Yönetim katına çıkınca kadın sayısı niye azalıyor?
- Arzu Aslan Kesimer: Kadınlar kodlanmış kültürel ve sosyal baskılardan dolayı özgüven eksikliği yaşıyor. Ne kadar iyi okullarda okumuş, ne kadar harika bir altyapı ile gelmiş olursa olsun bir kadına üst düzey bir görev teklif edildiğinde bir durup düşünüyor "Yapabilir miyim?" diye. Aynı teklif erkeğe yapıldığında hiç tereddüt etmiyor. Elbette kendi cam tavanlarımız da var. Fakat erkek egemen iş dünyasında kadının görünmeyen baskılarla ve adaletsizlikle karşılaştığı da somut bir gerçek. Çocuk bakımı, yaşlı bakımı, ev işleri gibi ortak olması gereken sorumluluklar kadına yüklenince, kadının iş hayatında ki repitasyonu olumsuz etkileniyor. Bir erkeğe, çocuk sahibi olmayı düşünüp düşünmediği sorulmazken bir kadına bu sorunun sorulmadığı çok az kurum var maalesef. Kadına sözde değil fiiliyatta adil rekabet ortamı sağlayan örnek kurumlar da var elbette. Bu kurumların diğer kurumlara örnek olması, uygulamalarını daha çok paylaşması da çok önemli.

HIRSLI KADIN BAŞARILI BULUNMUYOR

- İş hayatında kadın olduğunuz için en
çok ne konuda zorluk çektiniz?
- Meltem Bakiler Şahin: İş hayatında fazla kabullenilmiş çaresizliklerin olduğu ortamlarda zorlandım. Genelde kafam, 'Ne mümkünse onu yapalım'a çalışıyor. Eğilimlerim de hep bu yönde. Olmazcı yaklaşımlar, sürekli sıkı kalıplar içinde bir iş hayatı pek bana göre değil. Bunu hissettiğim durumda değiştim, dönüştüm. Gizli ajandalarla iş yöneten kişilerle çalışmakta da hep zorlandım, hâlâ da zorlanırım. Son olarak da dinlemek ve duyulmak. İlk yıllarımda olmasa da kariyerimde bir noktada çarpıcı bir deneyimle fark ettim. Her bireyin duyulmaya ihtiyacı var. Bunu fark ettiğimde büyük bir dönüşüm oldu benim için.

- Demet Özdemir: 30 yıllık kariyer hayatımda 'kadın' yönetici olarak koştuğumu sekiz-10 yıl öncesine kadar fark etmemiştim. Bence bir kadın yönetici olmanın en zor ve dolayısıyla en dezavantajlı olduğu dönem çocuk sahibi olmak ile başlıyor, farklı rolleri aynı anda götürme çabası kolay değil. Benim iş hayatım mesaisi uzun, önceden planlaması kolay olmayan, seyahati yoğun bir tempo idi. Evlilik ve ev hayatı, annelik, üst düzey kariyer bir kadının aynı anda hiçbirini yere düşürmeden dengelemek kolay değil. Herhangi biri yere düşerse kırılır! İş ve özel hayat içerisinde severek ve isteyerek üstlendiğim farklı rolleri aynı anda keyifle ve başarıyla yürütmek kolay olmadı. Hırslı, bir erkek, iş dünyasında başarılı bulunuyor. Ama bu özellikteki kadınlar olumlu algılanmıyor, zor insan olarak nitelendiriliyor. Erkek gibi olmaya çalışmadan, futbol, maç vs. sohbeti yapmak zorunda kalmadan, yani kendinden ödün vermeden ve kendin gibi olarak yükselmek kolay değil.

ÇOCUKLARIMIZ DESTEKLİYOR

- Çocukla birlikte kariyer nasıl idare ediliyor? Bu sorunun hiçbir zaman erkeklere sorulmadığının da farkındayım.
- M.B.Ş:
Çocuklarıma çalışan bir anne olduğum için bazı konularda onları daha iyi destekleyebildiğimi, kişisel olarak daha mutlu olduğumu ve topluma sağladığım faydayı anlatınca, onlar da kişisel tercihime çok saygı ile yaklaşıyor.
- Erkekler güçlü kadınlardan korkuyor mu?
- M.B.Ş: Korkuyorlar mı, hiç fikrim yok. Sadece alışkın olmadıklarını, ama gün geçtikçe iş hayatında daha da alıştıklarını deneyimlediğimi söyleyebilirim. Bazı anlar var; bir erkek o konuyu o şekilde ele aldığında güçlü, kadın aynı şekilde ele aldığında saldırgan algılanabiliyor. Bu da zamanla değişiyor.
- H.O.B: Bu karşınızdaki kişinin karakter bütünlüğü ve çocukluğu ile çok ilgili. Tüm erkekler için aynı şeyi söylemek adil olmayacaktır. Güçlü kadınlardan korkan, güçlü kadınların olabileceğini kabul etmeyen ve itibar suikastı yapan erkekler olduğu gibi, bu durumu ortak hedefler için avantaj olarak kabul eden medeni erkekler de var.
- Eşiniz, partneriniz iş hayatınıza destek mi, köstek mi?
- M.B.Ş: Profesyonel hayatı planlarken, hayatın diğer alanlarını unutmamak gerekiyor. Benim önemli bir motivasyon kaynağım da ailem. Her çalışan insan, anne, eş, kız çocuğu gibi benim de kendime, aileme, eşime ve çocuklarıma karşı sorumluluklarım var. Bu konuda onlara çok minnettar olduğumu belirtmek isterim. Eşimle ve annem babamla birlikte birçok sorumluluğu paylaşıyoruz. Yardım istemenin, planlı ve organize olmanın, birlikte kaliteli zaman geçirmenin, duygularımızı açıkça paylaşmanın ve neye ihtiyacımız olduğunu söylemenin hep faydasını gördüm. Birbirimize çok iyi destek olduğumuzu söyleyebilirim, daha doğrusu hayatı paylaşıyoruz.
- H.O.B: Eşimle birbirimizin kariyer tercihlerinde müspet-menfi tüm görüşlerimizi paylaşmak ancak verilen karara müdahil olmamak konusunda bir anlaşmamız var. Genel olarak kendisinin kararımı verdikten sonra her zaman bana büyük oranda destek olduğunu söyleyebilirim.

ÜÇ AY YOĞUN BASKIYA MARUZ KALDIM

- Kadın yönetici olmaya dair unutamadığınız bir anınız var mı?
- M.B.Ş: Kariyerimin bir noktasında ekibimde bir yönetici atayacaktım. Orayı hak eden, yıllardır birlikte çalıştığım, çok güvendiğim bir çalışma arkadaşım vardı; kadındı ve hamileydi. İyi bir değerlendirme süreci geçirdik. Çevremde büyük soru işaretlerinin havada asılı olduğunu görebiliyordum. "Kadın hamile, yönetici mi yapacaksın?" diye soruyorlardı. Evet, dedim, hakkıdır. En iyi eşleşmenin bu olduğuna inanıyordum. Çok soru alınca, şunu söylemiştim, hiç aklımdan çıkarmam: "Herkes bir annesi olduğunu unutmuş gibi davranıyor. Siz, annenizin sizi dünyaya getirirken böyle bir durumla karşılaşmasını ister miydiniz? Size hamile diye kariyerinde hak ettiği yerde olmamasını ister miydiniz?" Birbirimizden örnek alıp, birbirimize ilham vererek çok daha fazla olumlu örnek yeşerteceğiz.
- H.O.B:
Orta Asya ülkelerinden birinde çalışırken, şirketin tek ortağı olmam inandırıcı bulunmadı. "Beni destekleyen güçlü bir erkek vardır" diye araştırma yapılmış. Bu nedenle yaklaşık üç ay yoğun bir baskıya maruz kaldım. Sonrasında gerçek ortaya çıkınca bu araştırmayı yapanlar tebrik hediyeleri gönderdiler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA