Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

Pili bitmişlerin karbonuyla yazmak

Sizin de ilginizi çekiyor mu bilmiyorum. Ülkemin bilgili köşe yazarlarına bakıyorum. Çoğunda "Gençliğimde sağ-sol çatışmasına karışmadım, hep uzak durdum vallahi!" şeklinde bir mırın kırın.
Anlaşılan; an itibariyle 'sol' kelimesini sahiplenen Kemalist çevreler İslam karşıtlığını beslediğinden, söz konusu itibarsız kavramdan köşe bucak kaçınılmaya çalışılıyor. Tıpkı 'devrim' lafının medeniyetimizle göbek bağını kesmeyi ve totaliter laikliği çağrıştırması gibi...
İdris Küçükömer 1960'larda "Devrim soldan değil, sağdan gelir. Müslümanlardan gelir" dediğinden... "Bu ülkede solun sağ, sağın sol" olduğunu büyük bir cesaretle söylediğinden beri bizim entelijansiyada dipsiz bir şaşkınlık yaşanmakta.
Kendini muhafazakâr siyasetin bitişiğinde konumlandırmış aydınlar da aynı afallama içindeler. Öyle bir iç sansür ki bu, Müslüman siyasetçilerin 80 öncesi sosyalistlerin önerdiği çoğu atılımı gerçekleştirdiğini görmezden geliyor.
70'lerde duvarlara yazı yazmış bir Başkanı seçmemiz bile yeni-muhafazakâr paniği teskin etmiyor.
Her yaştan ve hep bir ağızdan kişisel tarihimizi yeniden yazıyoruz. Süklüm püklüm komik haller: Sütten çıktım, ak kaşıktım!
Peki, sırtlarında çıktı çıkacak bir kanatla dolaşan bu melaikelere sormak gelmiyor mu içinizden: Sütten çıktın da ne yaptın muhterem?
Arandan Yunus Emre mi çıkardın? Cemil Meriç mi oldun? Yoksa akademide çılgın partiler verip tapu mu biriktirdin? Ne yaptın?
80 öncesi gençlik kutuplaşmasının Gladyoların işine geldiği, kışkırttığı, kamplarda katil eğittiği bilinen bir gerçek. Ülkücüler de sosyalistler de cunta hapishanelerinde bunu idrak etti, söyledi.
Tamam da yerlerde sürünen bir ülkenin kurtuluşu için konuşmak, yürüyüşlere katılmak niye kötü olsun? Askeri bir cumhuriyetin şiddet üreten koridorlarında "Yeter" diye bağırmak olsa olsa idealist, vatansever bir neslin medarı iftiharı olabilir.
İçimizdeki sinameki aydın; "Ama cinayetler" deyip duracak şimdi. Yahu kardeşim 'kullanıldılar' evet! Ancak bugünden bakıp konuşmak kolay. Git de o toz toprak ve yoksulluk içindeki yıllarda Türkiye ayağa kalksın diye -eline hiç silah almamış ve heder olmuş- gençliğin yüzüne söyle bunları, söyleyebilirsen...
Geçen gün Mustafa Akar'ın Turkuvaz Kitap'tan çıkan Gezegenin Tamahkâr Çocukları adındaki öykü kitabında Refah Partili gençlerin serencamını okudum. O kadar benzettim ki kendi gençliğime, o kadar olur. Aralarına döşenmiş mayınlara rağmen Müslüman devrimciler -evet devrimciler- ile arka mahallenin saftirik solcu çocukları aynı ıstırabın evlatlarıdır. Bir kez daha anladım.

***
'Aşırı Hümanist Avrupa', Afrika'ya zehirli atıklarını atıyor, duymuşsunuzdur belki. Somali'de atık pillerden dağlar varmış. O pilleri ezen Somalili çocuklar mürekkep yapıp yonttukları kamışlarla 'Loh' dedikleri tahtalara yazarak matematik, tarih çalışıyorlarmış!
İşte o kardeşlerimin yoktan var ettiği mürekkep ile yazıyorum buraya:
12 Eylül'de entelektüel bir gençlik heba edildi. Bugünkü fikri düzeysizliğimizin, salyangoz psikolojisinin nedeni odur.
Yaşımız kemale erdi. Dilaltı bakla ıslandı.
Açık konuşmanın akşamındayız...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA