"DEAŞ, El Bab'ı terk edecek, ondan sonra Münbic'e yöneleceğiz." Cumhurbaşkanı, Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan, 27 Ekim 2016'daki bu açıklamasıyla Fırat Kalkanı'nın çerçevesini çizmişti.
Erdoğan, o açıklamasında "Kilis'ten Kırıkhan'a doğru uzanan bölgeden ülkemize yönelik tehditleri bertaraf etmek için gerekirse orayı da terör örgütlerinden temizlemeyi gündemimize alıyoruz" diyerek Afrin'e yönelik bir operasyonun da masada olduğunun işaretini vermişti. Erdoğan, böylelikle Afrin'den Fırat'a uzanan, terörizmden arındırılmış bölge planımızın sınırlarını belirlemişti.
Perşembe günü Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Münbic'in kimi köylerindeki terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı PYD/YPG unsurlarını vurması ve Özgür Suriye Ordusu'nun Münbic'in batısındaki bazı köyleri PYD'den alması Fırat Kalkanı Harekâtı'nın güney derinliğinden doğuya doğru kaydığını gösteriyor.
PYD HEDEFLERİ VURULMAYA BAŞLANDI
Geçen hafta bölgede yaşanan önemli gelişmeleri sahadan gelen bilgilerle aktaralım: Türk topçu birlikleri Münbic'in batısındaki Ulaşlı köyünde bulunan PYD mevzilerini vurdu. Ayrıca savaş uçaklarımız, şehrin kuzeybatısındaki Um Celud köyündeki PKK unsurlarına harekât düzenledi. Bunun yanı sıra Azez'in güneyindeki PYD mevzileri de vuruldu. Bu arada TSK destekli ÖSO birlikleri kentin en batısındaki Arima'nın güneyinde bulunan Huta köyü yakınlarında yedi PYD'li teröristi öldürdü. Ayrıca Tall Turin ve Garah'ı da PYD'den aldı.
Bütün bu gelişmeler, Münbic operasyonunun başladığı her ne kadar resmi kaynaklarca doğrulanmasa da Türkiye'nin, 24 Ağustos 2016'da başlattığı ve başarıyla sürdürdüğü Fırat Kalkanı'nda ikinci önemli aşamaya geçildiğini gösteriyor.
PYD'nin, Türkiye'nin Münbic operasyonu için namluyu göstermesine karşı geliştirdiği ilk taktik Rakka operasyonu için hazırladığı militanlarını Münbic'e sevk etmek oldu. Daha önemlisi, Türkiye'yi Şam rejimi ve dolayısıyla Rusya ile karşı karşıya getirme niyetiyle Batı'daki bazı Münbic köylerini rejim güçlerine bıraktı.
Bu arada ABD, PYD mevzilerinin Rusya tarafından sehven vurulduğunu açıkladı. Rusya ise bunu yalanladı. Ezcümle PYD'nin vurulduğu kesin, ama kimin vurduğu belli değil!
Öte yandan Irak Sincar'da Barzani'ye bağlı Peşmerge birlikleri ile PKK arasında yer yer çatışmalar olduğu bilgisi geliyor yerel kaynaklardan.
ABD İSTERSE PYD HEMEN ÇEKİLİR
Münbic'e dönersek... Kısa, net bir ifadeyle, PYD'nin Münbic operasyonuna karşı askeri olarak ne tür bir strateji/taktik geliştirdiğinin açıkçası hiçbir önemi yok. Şurası aşikâr ki, Türkiye korkusundan ABD bayrağına sarılan örgüt, Trump yönetimi, daha doğrusu Pentagon "Fırat'ın doğusuna çekilin" dese emir telakki edip hemen çekilir.
Münbic meselesi dönüp dolaşıp Rakka operasyonunda düğümleniyor. ABD, Türkiye'nin Rakka operasyonuna katılmasını çok istiyor. Ama PYD ile... Türkiye'nin kırmızı çizgisi ise, PYD'nin operasyonda yer almaması.
ABD'nin Türkiye'yi Rakka operasyonuna dâhil etmek istemesinin en önemli sebebi zırhlı araçlarla lojistik destek sağlayabilecek jeo-stratejik avantaja sahip tek ülke olmamız. Türkiye ise operasyonun TSK destekli ÖSO ve gerekirse Peşmerge güçleriyle yapılmasını istiyor.
Ankara, Münbic operasyonuna hazırlanırken bir yandan ABD ile görüşmeler yürütüyor. Burada PYD'nin değil, ABD'nin yani Pentagon'un kararı etkili olacak.
Münbic yaklaşık 100 bin nüfuslu bir şehir. PYD/YPG oraya, ABD desteğini alarak cebren ve hile ile çöreklendi. Ve bu gerçeği de -takriben yüzde 80'ini- PYD'lilerin oluşturduğu Pentagon destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adlı bir örgüt kurarak perdelemeye çalıştılar.
Münbic operasyonu, Türkiye'nin hem 'sert gücü'nü (hard power-askeri güç), hem de yumuşak gücünü (soft power-diplomatik güç) birlikte ve muhtemelen eşzamanlı olarak kullanacağı bir operasyon olacak.
DEAŞ'ın 'cehennem kapısı' dediği El- Bab'ı alan bir ordunun her iki güçten biri ya da ikisi ile birlikte başarıya ulaşması işten bile değil.