Alman Şansölyesi şimdi sadece Avrupa'nın lideri değil, aynı zamanda özgür dünyanın de facto lideri... Bu satırlar, İngiliz medyasının önemli gazetelerinden Independent'ta sadece dört gün önce yayınlandı. Bunu yazan sadece İngiliz medyası da değil. Alman Şansölyesi, bizzat ABD basını tarafından da Trump'ın başkan seçilmesinin ardından 'liberal Batı'nın son savunucusu' ve 'özgür dünyanın lideri' olarak lanse edilmişti, The New York Times tarafından... İngiliz basınının, Şansölye'yi İngiltere eski Başbakanı Margaret Thatcher'a benzettiği ve ona 'Demir Lady' lakabını taktığı zaten biliniyor.
'Özgür dünya' denilen şeyin liderinin ABD Başkanı değil, Almanya'nın Başbakanı olduğu tezini savunmak mübalağalı ve psikolojik harekât kokan bir medyacılık. Trump'ın nasıl bir lider olduğu, olacağı tartışılabilir.
Trump'ın ülkesini yönetme tarzı ne olursa olsun muhatabını rahatsız edecek derecede açık bir pragmatizmle her sıkıştığında kapı çalan bir başbakanın (Merkel) dünya lideri olmadığı, olamayacağı aşikâr.
TORNADO İSTİHBARATLARI KİLİT
Şurası bir gerçek ki perşembe günü Türkiye'ye gelen Merkel, Trump yönetiminin Almanya'ya mesafeli duruşundan ötürü, NATO'da sıkışmışlık hissinin zorlamasıyla Ankara'nın kapısını çaldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ve Başbakan Binali Yıldırım'la görüştü. Ardından da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile... Merkel, hızını alamayıp HDP heyetini de kabul etti. Bu da Almanya'nın PKK ve PYD politikasından kolay kolay vazgeçmeyeceğinin işareti.
Bunu anlamak için Spiegel'de bu hafta yayınlanan makaleyi incelemek yeterli. Alman Tornado uçaklarının topladığı elektronik istihbarat datalarının Türkiye'ye verilip verilmemesini konu alan makale Merkel'in ziyaretinin şifrelerini içeriyor bir bakıma. Avukat Alp Nane, makaleyi Almanca'dan Pazar SABAH için çevirdi. Bu tercümeye göre Spiegel, Merkel'in Ankara ziyaretini Tornado istihbaratlarına oturtmuş. PKK ve PYD terörüne karşı mücadeleyi 'Kürtlerle savaş' retoriğine indirgeyecek kadar da kötü niyetli bir makale. Bir alıntıyla devam edelim:
"Merkel'in Türkiye gezisi öncesi Berlin ve Ankara arasında İncirlik Hava Üssü'ndeki Alman Hava Kuvvetleri'ne ait Tornado uçaklarının keşif resimleri üzerine yeni bir tartışma başladı. Türkiye her gün Suriye ve Irak üzerinde uçan uçakların keşif görüntülerini direkt almak için ağır tehdide başladı. Almanya, hiçbir şekilde bu resimlerin, Türkiye'nin düşman gördüğü ama koalisyonun parçası olan Kürtlere karşı kullanılmasını istemiyor."
Yoruma yer bırakmayacak ölçüde açık değil mi? Üstelik Ankara ile Berlin arasındaki uyuşmazlıklar bununla da sınırlı değil. Alman parlamenterler PYD'lilerin havanlarıyla poz veriyor. Almanya, kendi medyasının yazdığına göre NATO üslerinde görev yapan 40 FETÖ'cü askerin iltica başvurusunu kabul edebilir. Zekeriya Öz ve Celal Kara gibi sembolleşmiş FETÖ'cü savcıların da sığındıkları yer Almanya. Dahası Almanya, iflastan borçla kurtardığı Yunanistan'daki FETÖ'cü askerlerin Türkiye'ye iadesine de muhtemelen mani oluyor.
ALMANYA'NIN İLK KADIN LİDERİ
Angela Merkel, 17 Temmuz 1954 Hamburg doğumlu. 22 Kasım 2005'te Başbakanlığa seçildi.
10 Nisan 2000'den bu yana Hristiyan Demokrat Birliği'nin (CDU) federal başkanı olan Merkel, Almanya'yı yöneten ilk kadın şansölye. Dede tarafından Polonya kökenli olan Merkel bir papazın kızı. İngilizce ve Rusça konuşuyor. Rusça konuşuyor ama Rusya ile arasının çok iyi olduğu söylenemez. Zira Berlin, Moskova ile zaman zaman ağır diplomatik ve istihbari mücadeleler yaşıyor. Bunlardan bir tanesinde eski Rus gizli servisi KGB'nin arşivinden çıkarıldığı belirtilen fotoğraflar sızdırıldı basına. Merkel, o fotoğraflarda anadan üryan bir vaziyetteydi.
1973-78 arası Leipzig Üniversitesi'nde fizik okudu. 1978-90 yılları arasında Berlin-Adlershof Bilimler Akademisi Fizik Kimya Merkez Enstitüsü'nde eğitim gördü. Kuantum kimyası üzerine tez için bir doktora kazandıktan sonra araştırmacı olarak çalıştı ve birçok makale yayınladı.
Merkel, 1977-82 arasında fizikçi Ulrich Merkel ile evliydi. 1998 yılından beri kimya profesörü Joachim Sauer'le evli. Çocuğu yok.
Merkel, yerini uluslararası sistemde sağlamlaştırmak için göreve geldiği ilk dönemlerde ABD ile güçlü bir transatlantik ilişki tesis etti. Bununla birlikte ABD'nin telekulaklarından kaçamadı. Telekulak skandalından sonra Merkel, kendi telefonunu dinleyen NSA'i, Doğu Alman servisi Stasi ile mukayese etti.
İstihbarat teşkilatı tarafından dinlendiği bir ülkenin medyasınca özgür dünyanın de facto lideri olarak nitelendirilmek tuhaf bir paradoks olmalı. Telaşına bakılırsa Trump döneminde fizikçi Merkel'in paradoksları büyüyerek devam edecek.
