Hah! Zaten bütün derdimiz bu.
Geçen gün arkadaşımız, şarkıcı Bengü bir restoran çıkışında sevgilisiyle görüntülenince magazincilere seslenmiş; "Getirin bakayım fotoğrafları, güzel çıkmış mıyım?"
Tabii o da haklı. Olayımızın tamamı bu değilse ne ki. O yüzden akıllı telefonlarımızda bu kadar fotoğraf düzeltme uygulaması var. En fotoşopçudan daha fotoşopçuyuz artık hepimiz. İnceltme bizde, kırışıklık yok etme bizde, boy uzatma bizde. Üstelik cep telefonumuzla birkaç saniyede.
Yani aslımızın önemi yok, nasıl çıktığımız önemli. Aynı gerçekten kalbimizde mutlu olup olmadığımızın öneminin olmadığı gibi. Millet mutlu görsün yeter. Güzel çıktıysak da nerede, nasıl, ne şekilde çıktığımız fark etmiyor işte.
Kısa bir anımı anlatayım. Yıllar önce hakkımda yalan bir haber çıkmıştı. Gazetede kuduruyordum, ağlıyordum, sinir içindeydim. O sırada yılların tecrübeli ismi Erkan Özerman bizim kata ziyarete geldi. Yüzüme baktı baktı; "Noluyo niye ağlıyorsun?" Dedim böyle böyle, olacak iş değil.
"Ver bakayım şu haberi" dedi. Uzattım. Omuz silkip gazeteyi masaya fırlattı; "Amaaan çok güzel çıkmışsın. Haber dediğin de unutulur, saçmalama kendine gel" dedi, arkasını dönüp gitti.
Tabii ben hiçbir zaman o kafada olamadım. Fotoğrafa değil altındaki yazıya takıldım. Belki de tersini yapmalıydım, ne dersiniz?