CHP, dün de bugün de ağırlıkla ülkenin temel sorunlarından çok ya Atatürk veya laiklik gibi ortak değerleri üzerinden bir tartışma yürütüyor ya da kendi içindeki iktidar savaşlarıyla gündem oluyor.
Mayıs seçimlerinden sonraki hâle bakın... Hâlâ bu iki eksende siyaset yapan bir CHP var. Kurultay geride kalmasına rağmen medya sabahtan akşama kadar CHP'deki iç kavgayı konuşuyor. "Hançer ve ihanet" iddialarıyla başlayan bu süreç, doğal olarak tasfiyeler, ayak oyunları, "kupon" belediyelere kapak atma operasyonları ve istifalarla devam ediyor. Dünün kahramanları bugünün "düşmanı" pozisyonunda. Tılsımlı "değişim" çağrısı bile işe yaramadı. O umutla gelen eşbaşkanlar Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ikilisi bırakın toplumun geneline umut vermeyi, CHP'lileri bile bir arada tutmakta zorlanıyor. Parti bütünlüğü riske girmiş durumda.
CHP tarihinde kavgalar, itirazlar, hatta kopuşlar oldu ama hiçbiri partinin geleceğiyle ilgili bugünkü kadar derin bir kaygıya yol açmadı. Çünkü bunun arka planında "kırgınlık" yaşayan ciddi bir sosyolojiden de söz ediliyor. Son günlerde artan "Aleviler rahatsız" ya da "Kılıçdaroğlu destekçileri tasfiye ediliyor" iddiaları bu kaygıyı doğruluyor.
En son CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Ankara Ahlatlıbel'de eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesi de bu kaygıyla ilgili. Kulislerde Özel'in o görüşmede Kılıçdaroğlu'na, yapılan bir araştırmada "CHP'ye oy verenlerin yüzde 20'sinin önümüzdeki yerel seçimlerde CHP'ye oy vermeyeceğini", bunun da partinin geleceği açısından "tehlikeli" olacağını söyleyerek yardım istediği konuşuluyor. Bu yüzden de sahaya inmesi istenmiş.
Ancak CHP içindeki "Kemalciler"e göre Kılıçdaroğlu bu öneriye İmamoğlu yüzünden sıcak bakmamış. Bu da CHP'yle ilgili tehlikenin geçmediği anlamına geliyor. Oylarda gerçekten düşüş var mı yok mu belli değil ama bu tablo kavganın devam edeceğini gösteriyor. Kavganın esas alanı da İstanbul... Herhalde bu yüzden Özel ve İmamoğlu'nun davetlerini reddeden Kılıçdaroğlu aynı zaman diliminde İstanbul'a geliyor ve herkesin görebileceği ünlü bir mekânda kendi döneminin etkili iki ismi, eski CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ile buluşuyor. CHP'lilere göre, Kılıçdaroğlu'nun İmamoğlu'nun yemek davetini kabul etmeyip bu ikiliyle buluşması açık bir mesaj... Bu da sanki seçimde kurultayın rövanşı yaşanacak gibi.
***
İZMİR'İN DAĞ'LARINDA ÇİÇEKLER AÇAR
İzmir son 15-20 yıldır CHP'nin en yüksek oy aldığı ve "kalesi" sayılan bir il. Hizmet üretilmese de İzmirliler, CHP'ye oy veriyor. Ancak önümüzdeki yerel seçimde bir ilk yaşanabilir. CHP içindeki koltuk savaşları, eski ortağı İyi Parti'nin kendi adayını çıkarması ve ilk kez "hizmet" beklentisinin yüksek olması, AK Parti'ye tarihi bir fırsat sunuyor.
AK Parti'nin de bu fırsatı İzmir'in genç yaşta siyasetin doruklarına çıkan kendi evladı Hamza Dağ'la değerlendirmesi şansa dönüşebilir. Hele DEM ve TİP kendi adayını çıkartırsa bu şans daha da artar. Bu şansı artıran bir diğer unsur da İzmir'in 30 ilçesinde AK Parti ile MHP'nin seçtikleri ilçe adaylarının profili... Konuştuğum İzmirliler ilk kez AK Parti'nin ilçe adaylarından övgüyle söz etti. Bu da Hamza Dağ'ın başarısı olsa gerek. Bu dönmede AK Parti'nin çok sayıda ilçeyi kazanması sürpriz olmaz. Kemalpaşa'da Galip Atar'ın, Bornova'da Cevdet Çayır'ın, Urla'da Tarkan Bakır'ın ciddi şansı var. Zaten Tire, Bayındır, Ödemiş, Menemen ve Menderes'te AK Parti'nin, Aliağa'da ise MHP'nin kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Biraz uğraşılsa Torbalı da mümkün.