Artık bu bir seçim stratejisi mi yoksa dayatılan bir gündem mi belli değil. Yedili koalisyonun CHP'li cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, ne zaman sıkışsa hemen bir video hazırlıyor.
Söyledikleri negatif sonuçlara yol açsa da bunu hep yapıyor.
Önceki gün de dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'in yapıldığı Atatürk Havalimanı'nı ABD'li bir şirkete vereceğini açıkladı.
Bu çıkışı, 1 milyon genç beynin teknoloji ürettiği festivalin açılış gününde yapması ve arka planı soru işaretleriyle dolu bir şirketten söz etmesi yine tepki topladı.
Nasıl toplamasın ki... Bırakın o şirketin CIA veya Pentagon'la ilişkili olmasını, bir defa o şirket ABD sermayeli ve bu şirkete Atatürk adını taşıyan bir alanın ve "milli" bir projenin teslim edileceğinin söylenmesi siyaseten bir skandal. Üstelik ülkenin onlarca teknoloji üreten "milli şirketi" varken...
Buna doğal olarak hem siyaset hem de milli şirketler tepki gösterdi.
Başkan Erdoğan, dün Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'yle katıldığı festivalde şöyle diyordu:
"7'li koalisyonun adayı bir gece yarısı yayınladığı video ile yine ipe sapa gelmez şeyler söyledi. Anlaşılan Bay Bay Kemal'i Amerika seyahatinde birileri işletmiş; uzay, mekik, Mars diyerek absürt bir projeyi yutturmuş."
KILIÇDAROĞLU, NURİ DEMİRAĞ'I NEDEN UNUTTU?
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar ise onlarca milli şirket dururken Kılıçdaroğlu'nun aklına ABD sermayeli bir şirket gelmesini bir "zihniyet" sorunu olarak niteliyordu:
"Milyondan fazla gencin yarıştığı, dünyanın en iyisi Milli Teknoloji Projelerinin sergilendiği TEKNOFEST'e ev sahipliği yapan Atatürk Havalimanı'nı ABD'li bir şirkete verme fikri... Halen 'en iyisini' Türklerin değil de ABD şirketlerinin yapabileceğini zannetmek...
Nuri Demirağ'ın uçaklarını toprağa gömen zihniyet hiç değişmemiş."
Bu haklı tepkiye Kılıçdaroğlu, "siyasallaşmayın" diye cevap verince akla ister istemez Nuri Demirağ meselesi geldi. Gerçekte süreci siyasallaştıran bizzat Kılıçdaroğlu'ydu ve videosunda geçmişi hatırlatırken Demirağ'ı yok saymıştı.
Çünkü Demirağ'ın uçak fabrikalarının batmasını sağlayan ve bugün Kılıçdaroğlu'nın ABD'li şirkete vaat ettiği Yeşilköy Havalimanı arazisine el koyan bizzat CHP'ydi. Hem de İsmet Paşa'nın talimatıyla...
Kılıçdaroğlu'nun milli şirketleri dışlayan bu tavrı ve daha önce Baykar'ı "riskli" ilan etmesi, hatta ortağı Ali Babacan'ın "dokunacağız" demesi ister istemez akla işte o İsmet Paşalı yılları getirdi.
'ABD'DE O SİYASETÇİ SEÇİMİ KAYBEDERDİ'
Aslında Türkiye'de milli şirketlere ve projelere böyle saldıranların -bal gibi biliyorlar ama- dönüp çok sevdikleri ABD'ye bakmaları gerekiyor.
Yakın geçmişte ABD'de uçak şirketi satın alan bir işadamı aynen şöyle diyordu:
"ABD başkan adaylarından biri Türk sermayeli bir şirkete Reagan'ın adını taşıyan bir havaalanı verileceğini vaat etse ABD ayağa kalkar. O ülkedeki yerli firmalar isyan eder. O siyasetçi de seçimi kaybeder. ABD'de satın aldığım şirketin kapısına Türk bayrağı astım diye o şehrin bütün siyasileri ayağa kalkmıştı."
İşadamının şu hatırlatması da anlamlı:
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'İstikbal göklerdedir' derken cumhuriyetin 100'üncü yılında cumhurbaşkanı adayının milli uzay vizyonundan bahsederken, milli şirketleri pas geçip özellikle Amerikan sermayeli bir şirketle görüşüyoruz diyeceğini öngörmemiştir herhalde..."
Sahi Kılıçdaroğlu'nun aklına neden Türkiye'nin Uzay Ajansı'nda yaptığı çalışmalar veya "harp tarihini değiştiren" yerli Türk şirketleri gelmiyor da ABD sermayeli bir şirket geliyor?