Hafta içinde Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İzmir'de özel bir basın toplantısı yaptı. Özel diyorum, çünkü o toplantı cumhuriyetin ekonomik yol haritasının çizildiği Birinci İzmir İktisat Kongresi ile bugün arasında özel bağlar olduğuna dikkat çekiyordu.
O bağın ilki de, üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen o gün Türkiye'nin önüne koyduğu hedeflerin hâlâ geçerliliğini korumasıydı. Bu da ekonomik bağımsızlıkla ilgiliydi.
Bu yüzden Bakan Nebati, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Siyasi ve askeri muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça payidar olamaz" sözüne atıf yaparak şöyle diyordu:
"İktisadi zaferler kazanmak üzere ilerliyoruz."
Peki, neden ancak 100 yıl sonra bu noktaya gelindi?
Sorunun cevabı büyük oranda Atatürk sonrası egemen olan "Batıcı" siyasi aklın izlediği dışa bağımlı ekonomik modelde saklı... İktidarlar değişse de o model hiç değişmedi. Bugün bu model değiştirilmek istendiği için Türkiye, Batı Bloku'nun derin kuşatması altında. Ama hâlâ o kuşatmanın bir ayağında içerideki o "Batıcı" siyasi akıl var ve engel olmak için her şeyi yapıyor.
O akıl dün sanayi altyapısını tahrip ederek, ithal ikameci-IMF'ci siyaset izleyerek ülkeyi nasıl dışa bağımlı yaptıysa, bugün de "küreselcilerin" sesi olarak aynı siyaseti izliyor ve "milli iktisat" ekseninde atılan her adıma karşı çıkıyor.
Bu yaklaşımın komik bir versiyonuna da İzmir'de tanık olduk. Hazine ve Maliye Bakanlığı, 6'ncı İzmir İktisat Kongresi'ni yaparken, İzmir Büyükşehir Belediyesi de buna paralel ayrı bir iktisat kongresine hazırlanıyor. Şu garipliğe bakar mısınız? "Cumhuriyete, Atatürk'e sahip çıkmıyor" diye eleştirdikleri AK Parti hükümeti, hem Atatürk'e hem de cumhuriyetin en büyük hamlesi "milli iktisat" çizgisini sahip çıkarken, CHP'li belediye, üstelik görevi olmadığı halde "Milli iktisat" konusunda bile ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı bir yol izliyor. Neden acaba?
Dahası hükümet onların alkışlaması gereken bir adım da atıyor. CHP'li İzmir Belediyesi'nin 1979 yılında yıktırıp otopark yaptırdığı İzmir İktisat Kongresi binasını yeniden yaptırıyor.
Buna da karşı çıkarlar mı bilemem ama İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, o arsayı 28 milyon lira bedelle Ali Fuat Paşa'nın mirasçılarından satın almış ve 100 milyon TL'ye mal olacak binayı aslına uygun yapmaya başlamış bile.
Ne dersiniz, bu zihniyetle iç cepheyi tahkim etmek mümkün mü?
***
İHALECİ CHP MİLLETVEKİLLERİ LİSTESİ
Önümüzdeki 10-15 gün hem masada hem de CHP içinde çok sert geçecek. Konya çıkışı da gösterdi ki İmamoğlu durdurulamıyor. Konya operasyonuyla da istediğini elde etmiş görünüyor. Aynı şeyi Antalya'da da yapmak istemiş ama son günlerde rotayı Kılıçdaroğlu'na çeviren Muhittin Böcek izin vermemiş.
Savaşın en sert sürdüğü il ise hiç kuşkusuz İstanbul. Canan Kaftancıoğlu'nun fiili il başkanlığının bu hafta biteceği konuşuluyor. Yerine kim gelir bilinmez ama Kaftancıoğlu, giderayak İmamoğlu'na yönelik ithamlarını daha da artırıyor. Sık sık "müteahhit kafalı" dediği İmamoğlu'nu şimdi "ihaleci milletvekilleri" listesiyle vuruyor. Kulislerde Kaftancıoğlu'nun, genel başkanı Kılıçdaroğlu'na İBB Belediyesi'nden yani İmamoğlu'ndan yüklü ihale alan milletvekili listesi verdiği konuşuluyor. O listede olduğu söylenen Gökhan Zeybek, Turan Aydoğan, Özgür Karabat gibi isimlerin İmamoğlu ile yakınlığı zaten biliniyor. Ama sürpriz iki isimden daha söz ediliyor. Birinin Erdoğan Toprak olduğu iddia edilirken diğeri bilinmiyor.
Acaba listeyi Kaftancıoğlu açıklar mı?