Altılı masada ve CHP içinde bir adaylık kavgası olduğu sır değildi. Ama İBB Başkanı İmamoğlu'nun Yüksek Seçim Kurulu'na "ahmak" dediği için ceza alması ve bunu bir siyasi şova dönüştürmesi safları bu kez daha da netleştirdi.
Artık saflar belli ama o safların arkasında bir siyasi perspektif olmadığı için kavga kişiler arasında geçiyor. Şimdilik CHP içinde Kılıçdaroğlu-İmamoğlu, altılı masada ise Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu destekli Akşener arasında.
İş öyle bir noktaya vardı ki sadece siyasi aktörler değil, medyadaki destekçileri de ikiye bölünmüş ve kavga ediyor... Bu açıdan CHP eksenli medyada çok sert ama aynı zamanda gizli bir kavga şimdi daha da açığa çıkmış durumda.
Tıpkı CHP içindeki "Kemalciler- Ekremciler" gibi...
Bu medya tablosunda Kemalcilerin hali pürmelali hiç parlak değil. Çünkü büyük çoğunluk "Ekremci"...
Kılıçdaroğlu'nu destekleyenler ise azınlıkta. Birkaçını sayalım: İlk sırada Gürkan Hacır ve Barış Yarkadaş var. Onları meczupluğuyla da tanınsa ateşli bir biçimde Can Ataklı izliyor. Bunlara son dönemde zaman zaman gelgitler yaşayan Emre Kongar ve Merdan Yanardağ da katıldı. Gazete olarak Sözcü, yazarları Emin Çölaşan, temkinli yaklaşımıyla Aytunç Erkin de Kılıçdaroğlu'na destek veren isimlerden. Televizyon olarak da Tuncay Özkan'ın sahibi olduğu söylenen KRT ile dolaylı da olsa Fox TV bu grup içinde sayılabilir. Cumhuriyet ise iki tarafa da göz kırpıyor. Kılıçdaroğlu'na destek veren bilinen bir internet haber sitesi de yok.
Gelelim Ekremci medyaya...
İBB Başkanlığı'na geldikten sonra ciddi bir finans gücüne kavuştuğu söylenen İmamoğlu'na destek veren medya büyük oranda "besleme" ya da "foncu medya" olarak biliniyor. İçlerinde elbette klasik medya mensupları da var ama çoğunluğu ya İBB'den besleniyor ya da küresel güç merkezlerine bağlı "sivil örgütler" tarafından fonlanıyor.
Kimler yok ki... En başta Halk TV geliyor. CHP'nin kanalı olarak bilinse de İmamoğlu'nun "sızma" hareketiyle yönünü değiştirdi. Halk TV'de iki İsmail, İsmail Küçükkaya ve İsmail Saymaz, hem tarafsız görünüp hem de ustaca İmamoğlu'na destek vermeyi başaran isimlerin başında geliyor. İmamoğlu'na o kadar yakınlar ki "Kuaför Veysel"leri bile ortak.
İkinci sırada onları da aşan ve "Ekremci" medyanın "Özel Kuvvetleri" pozisyonunu yürüten Odatv ve sahibi Soner Yalçın var.
Halk TV'nin sık sık gaflarıyla ünlü iki sunucusu Şirin Payzın ve Özlem Gürses'in de sıkı "Ekremci" olduğu biliniyor. Hakaret davası kararı açıklandığında Payzın, Akşener'i aratmayan bir sevinçle şöyle diyordu:
"Muhalefet bu pası iyi değerlendirmeli..."
Murat Sabuncu, Mehmet Tezkan, Deniz Zeyrek, Şaban Sevinç ve Goebbels hayranı Sedef Kabaş'ın da Ekremci olduğu, Yılmaz Özdil, Uğur Dündar ve Fatih Altaylı gibi her devirde her şeyi bilen(!) ünlü medya mensuplarının da İmamoğlu'na destek verdiği kulislerde konuşuluyor.
Bu tabloyu artırmak mümkün ama şu gerçek değişmez: Ne suni gündemlerle ne de medya desteğiyle sahici siyasi "kahraman" olunmaz. Çağ, sahte aktörlerin cirit attığı post truth çağı olsa bile...
Son bir not:
Başka bir parti genel başkanından destek alarak kendi genel başkanına meydan okuyan Ekrem İmamoğlu aslında CHP'de herkesle kavgalı. En başta da hâlâ il başkanlığını sürdüren Canan Kaftancıoğlu'yla... İkili arasındaki kavgayı yazdığımda önce sessiz kalıp sonra besleme medyası aracılığıyla yalanlayan İmamoğlu, son Saraçhane Operasyonu'yla bu kavgayı açıkça sürdürdüğünü bir kez daha gösterdi. İl belediye başkanlarını bile anons ettiren İmamoğlu, ayıp olmasın diye yanında duran Kaftancıoğlu'nun adını bile anmadı.
Hani kavga yoktu?