Artık dünyada da Türkiye'de de siyaset, "küreselci-millici" ekseninde şekilleniyor. Siyasi ve ekonomik çatışmalar da bölgesel savaşlar da bu iki siyasi hat arasında yaşanıyor.
Bu ayrışma, ABD'den Rusya'ya ülkelerin içinde de sürüyor ve toplumlar büyük oranda ikiye bölünmüş durumda. Küreselciler ve milliciler...
Türkiye'de de bu ayrışma yaşanıyor ki, uzun zamandır "yerli ve milli" eksenli bir tartışma sürüyor.
Şu tablo artık net: AK Parti ve MHP'nin başını çektiği Cumhur İttifakı "milli hat"tı temsil ederken, "küreselciler" büyük oranda Millet İttifakı içinde.
Büyük oranda diyorum; çünkü henüz Millet İttifakı partilerinin içindeki ayrışma Ali Babacan hariç netleşmiş değil. Daha önce CHP ve İyi Parti içinde bu anlamda bir çatışma yaşandığını yazdım. O çatışma görüldüğü için Başkan Erdoğan da Devlet Bahçeli de zaman zaman o partilerdeki "yerli ve milli" hassasiyetleri olan kadrolara seslendi.
Nihayet bu konuda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da netleşmiş oldu. Bırakın küresel foncularla ilişkisini, sadece danışman yaptığı "ithal ekonomi komiseri" Jeremy Rifkin gibi küreselcilerin en bilinen ismini tercih etmesi bile bunu göstermeye yetti.
Dikkatinizi çekmiştir, bu yüzden Kılıçdaroğlu, ne Türkiye'nin son 10 yılda yaşadığı terör saldırılarından, darbe girişimlerinden söz etti, ne ABD ve AB'nin terör örgütlerine açık desteğini dile getirdi, ne de Türkiye'nin Doğu Akdeniz'den Afrika'ya, Balkanlar'dan Kafkasya'ya uzanan dış politikasına ilişkin bir perspektif ortaya koydu
Kılıçdaroğlu'nun küreselciler konusundaki tavrı net. Bundan sonrası da "solcu" olduğunu söyleyen ve Milli Mücadele geleneğini sürdüren CHP'lilerin sorunu...
***
VİZYON TOPLANTISI NEDEN ACEMİLİKLERE SAHNE OLDU?
Kılıçdaroğlu'nun "İkinci Yüzyıla Çağrı" vizyon toplantısında küreselci Rifkin meselesi öne çıktı ama tek sorun o değildi. Toplantı baştan sona sorunluydu ve acemiliklerle doluydu. Bırakın Rifkin ve Daron Acemoğlu'nu, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refet Gürkaynak veya Hakan Kara bile salona gelmemişti. CHP, gençlerin organize ettiği TEDx Youth kadar bile olamamıştı.
Dünyaya meydan okuyacak iddialı bir projeye imza atan bir siyasi parti bu kadar kaba acemilikler yapar mı?
İşin sırrı büyük olasılıkla toplantıdaki son dakika değişiminde saklı... Bir hafta önce, Kılıçdaroğlu'nun "sonsuza kadar krizi çözecek" projesinin arkasındaki sır isim Recep Beşenk'ten söz etmiş, onun önerdiği projenin de Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın 2012 yılında hazırlattığı "Özel Ekonomik Bölgeler" projesi olduğunu söylemiştim.
Yazıdan birkaç gün sonra CHP'li bir dostum aradı:
"Kemal Bey'i hem zor duruma soktun hem de kurtardın. Eğer o yazıyı yazmasaydın, bugün salonda iki kişi öne çıkacaktı: Hacer Foggo ve Recep Beşenk. Biri yoksulluğu, diğeri kalkınmayı anlatacaktı. Beşenk konuşsaydı kopya rezaleti ortaya çıkardı."
Büyük ihtimalle süreç böyle gelişti ki Kılıçdaroğlu, krizi çözecek projesini sona bıraktı ve ne hikmetse söze Norveç ve Singapur örnekleriyle başladı.
Peki, Singapur'u anladık da Norveç nereden çıktı?
Orada özel ekonomik bölgeler mi var? Herhalde AK Parti projesiyle aynı olmasın diye bunu yaptı. Oysa sonra söyledikleri bire bir AK Parti projesiyle aynıydı:
"Endüstriyel dönüşüm, tüm Türkiye'yi kapsayacak üretim-ticaret- finans ağı kuracağız. 50 ili kapsayan 8 bölgede özel ekonomi bölgeleri oluşturacağız."
Bu bölgelerin ayrıntıları da sonra açıklanacakmış... Neden acaba?