CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sonunda hayal kırıklığı yaşatsa da en azından merak ettirmeyi biliyor. Bugün de öyle bir gün.
Peki, ne açıklayacak?
Önce çok net şöyle dedi:
"Sonsuza kadar krizi bitirecek bir vizyon açıklayacağız. Geliyor gelmekte olan..."
Sonra da şunları ekledi:
"Dünyaya da seslenmek isterim: Teknolojide, sanayide, eğitimde, insan haklarında, özgürlüklerde, çevrecilikte, hayvan haklarında rekabet etmeye geliyoruz. Ey dünya sen de 3 Aralık'ı bekle..."
Dünya bekliyor mu bilemem ama en çok bekleyen CHP'liler. Onlar o kadar çok hayal kırıklığı yaşadı ki artık bir "mucize" olmasa da sıradan bir projeye bile razılar.
Ancak Kemal Bey çıtayı öyle yükseğe koydu ki, insanlar inanmakta zorlanıyor ve ne çıkacağı konusunda şüpheye düştü. Üstelik o şüpheyi, yanında çıkaracağı Amerikalı danışmanı Jeremy Rifkin ve ABD eksenli ekonomistlerle daha da artırdı. Onlar sanki yeni CHP'nin "küresel komiserleri" gibi...
Peki, bugün Kılıçdaroğlu, krizi sonsuza kadar bitirecek, hatta dünyayı etkileyecek ne sunacak?
Birkaç gün önce Kılıçdaroğlu'nun projesinin 10 yıl önce Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın hazırlattığı proje olacağına dikkat çekmiş ve arkasındaki "sır adam" Recep Beşenk'ten söz etmiştim.
Bana gelen bilgilere göre, o projenin bir bölümünde çalışan Beşenk, danışman olduktan bir süre sonra projeyi Kılıçdaroğlu'na sunmuş, Kılıçdaroğlu da heyecanla projeyi sahiplenmişti.
İşte bugün açıklayacağı projenin o mu yoksa yeni bir proje mi olduğunu göreceğiz.
Şimdi gelin 2012 yılına gidelim ve o projeye biraz daha yakından bakalım. Ne kadar benzeyip benzemediğine de siz karar verin.
Projenin adı: "Planlı Yatırım Alanları Oluşturmada Özel Ekonomi Bölgeleri Modeli..."
Dönemin Bakanı Zafer Çağlayan, projeyi tanıtırken şöyle diyordu:
"Sağlığın, eğitimin, ticaretin, sanayinin, eğlencenin; hepsinin bir arada olduğu... Dünyada bazı gelişmiş ülkelerde olan bir sistemi dizayn etmeye çalışıyoruz. Oradaki sistem şu: Gümrüksüz yatırım, alışveriş ve ticaret merkezleri olabilecek özel alanlar oluşturmak."
Bakan Çağlayan sürecin nasıl olacağını da şöyle anlatıyordu:
"İller bazında olabilecek, birbirlerine komşu illeri kapsayabilecek, içinde lojistiğin son derece önemli olduğu alanlar olacak. Önce Ekonomi Yüksek Kurulu'na getireceğiz, orada tartışacağız; akabinde de Bakanlar Kurulu'na getirip oradan yasa olarak Meclis'e getirmemiz gerekiyor."
Yani tıpkı Çin'de, Güney Kore'de, Singapur ve Dubai'de olan serbest bölgelerin bir benzeri Türkiye'de kurulacaktı.
Projede Singapur örneği şu tabloyla verilmişti:
"Dünyanın en büyük petrokimya devleri dahil 150 şirket. Toplam 33 milyar dolar yerli ve yabancı yatırım."
Bu örneklerden yola çıkan bakanlık, Türkiye için Mersin- Adana ve Petkim Yarımadası gibi birkaç şehirde Özel Ekonomik Bölge konsepti oluşturuyordu.
Hedefleri de büyüktü: "Orta ve yüksek teknolojide Avrasya'nın üretim üssü olmak. Yerli ve yabancı sermayenin yatırım eğilimini artırmak. Tedarik ve değer zinciri oluşturmak."
Projenin misyonu da şöyle özetlenmiş: "Yatırım yeri ve bölge planlamasında sürat, esneklik ve proje bazlı modellemeye ihtiyaç duyulan özel sektörün önünü açmak. Minimum bürokrasi, proje bazlı statü, proje bazlı teşvik, lojistik altyapı ve etkin kamu hizmeti."
Bakanlığa, Mersin-Adana ve Petkim Yarımadası Özel Ekonomi Bölgesi için başvuru da yapılmıştı.
Mesela Mersin-Adana Özel Ekonomi Bölgesi'nde, Sürekli Doğalgaz Depolama Alanı, Yüksek Teknoloji ve Bilişim Alanı, Metal Rafinerisi, Gübre Tesisi ve Doğalgaz Çevrim Santrali gibi milyar dolarlara ulaşan yatırım ve binlerce insanın istihdamı öngörülüyordu.
Proje böylesine ayrıntılı bir projeydi.
Kılıçdaroğlu'nun bugün sunacağı proje bu proje mi yoksa biraz değişti mi göreceğiz ama daha önemli bir ayrıntı var. 2012 yılında bu proje için kanun taslağı hazırlanmış ve tek tek bakanların imzasına sunulmuştu.
Ancak o tarihteki 24 bakandan üçü imzalamamakta direniyordu.
Pek hangi bakanlar direnmişti?
Ali Babacan, Mehmet Şimşek ve Nihat Ergün... Üçü de şu anda AK Parti'de değil. Sonra Babacan ve Şimşek imzalasa da Nihat Ergün imzalamamakta direnmiş ve proje hayata geçirilemeden rafa kaldırılmıştı.
Eğer Kılıçdaroğlu, "taklit siyaseti"ne devam edip o projeyi biraz allayıp pullayıp açıklarsa CHP'liler bir kez daha üzülür mü bilemem ama siyaset adına gerçekten hayal kırıklığı olur.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz