Siyasette kutuplaşmadan şikâyet eden muhalefet aktörlerinin birbirlerini itibarsızlaştırdıklarını görünce, kimlerin kutuplaşmadan beslendiği çok daha net ortaya çıktı.
Bu konuda sadece CHP-İyi Parti veya İyi Parti-HDP arasında ağza alınmayacak, hatta siyaseten "düşmanlaştırıcı" sözler söylenmiyor, aynı zamanda CHP içi aktörler arasında da ağır hakaretler bitmek bilmiyor.
Neredeyse bir haftadır medya ve siyaset kulisleri, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP'nin siyasi yasaklı olduğu halde hâlâ il başkanı olan (nasıl oluyorsa) Canan Kaftancıoğlu arasındaki kavgayı konuşuyor. Özellikle de küfürbazlığıyla meşhur yasaklı il başkanı Kaftancıoğlu'nun, İmamoğlu için söylediği "müteahhit kafalı" ve "şizofren" iddialarını...
Bu konuda fondaş medya dut yemiş bülbül gibi... Çünkü biliyorlar, attığı tweet'lerle Kaftancıoğlu'nun küfürbaz olduğunu.
Biraz utana sıkıla, hatta sitem ederek konuya karanlık oda girdi ama o da "yalan" kulis bilgileriyle yüzüne gözüne bulaştırdı. Neymiş, olay Kars lobisi kaynaklıymış. İmamoğlu medyasının böyle ucube bir yöntemle savunma yapmasına doğrusu şaşırmadım ama şunu söylemeden de geçemeyeceğim: Kendinizi yormayın, işini iyi yapan Karslı gazetecilerin sayısı hiç az değil ve arkalarında sizler gibi iç ve dış "vesayet lobileri" yok.
Gelelim asıl kavgaya... Bu kavga basit bir küfür kavgası değil, bir iktidar savaşı... Bu iktidar savaşında İmamoğlu ile Kaftancıoğlu son tangoyu yapıyor. Arka planda Kılıçdaroğlu var. Bunu kirleterek yapmaları onların siyasi kifayetsizlikleriyle ilgili... Gazeteciler sadece tespit yapıyor ve o "kirli dili" açığa çıkartıyor, o kadar. Dikkat edin o küfürleri de, hakaretleri de CHP'liler kulaklarıyla duyduğu için kimse inkâr edemiyor. Ama kimse de çıkıp "Kral çıplak" diyemiyor. İmamoğlu'na destek veren Büyükçekmece, Küçükçekmece, Beylikdüzü, Kartal ve Beşiktaş belediye başkanları dışında açık tavır koyan da yok. Herkes "huzursuz" ve beklemede... Diğerleri "Ya İmamoğlu gelirse?" hesabı yapıyor.
Yasaklı Kaftancıoğlu, bu belirsiz siyasi zeminde Kılıçdaroğlu lehine siyaset yaptığını göstermek için "hakaret" ediyor ve hakaretlerinin sızmasından da rahatsız değil.
Bu, henüz adaylık yarışında kabul görmeyen Kılıçdaroğlu'nun da işine geliyor. Çünkü Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun adaylığını engelleyebileceğinden korkuyor. Bu yüzden de hukuksuzluğa rağmen Kaftancıoğlu'nun fiili il başkanlığına sesini çıkarmıyor.
Sahi şu anda CHP'nin yasal İstanbul il başkanı var mı?
Gördüğünüz gibi genel siyasetteki kutuplaşmadan çok daha beteri CHP içinde yaşanıyor. Kendi içindeki kutuplaşmaya çare olamayanlar, ülkeye çare olabilir mi?
***
ŞİZOFRENİ HASTALARINI FARK ETMEK
Bu arada sadece siyasilerin değil medyanın da farkında olmadan kullandığı bir gerçeği öğrendim. Birkaç gündür Kaftancıoğlu'nun İmamoğlu'na "şizofren" demesi bir hakaret olarak tartışılıyor. İyi de bu aynı zamanda bir hastalık ve o hastalıkla yaşamak zorunda olan binlerce insanımız var.
Onların bu tartışmalar nedeniyle incinebileceğini hiç düşündünüz mü?
Bu gerçeği yazım üzerine Gaziantep Şizofreni Hastaları Derneği Başkanı Serpil Acıoğlu aradığında öğrendim. Acıoğlu, siyasilerin ve medyanın "şizofren"i bir hakaret olarak kullanmalarını kınadığını ve Canan Kaftancıoğlu hakkında dava açacağını söyledi. Doğrusu hiç böyle düşünmediğim için üzüldüm. Şizofreni hastaları Dünya Sağlık Örgütü'nce "Ruhsal duygusal engelli" insanlar olarak tanımlanıyor. Türkiye de bunu kabul ediyor. Ama ne yazık ki devlet ve toplum olarak aramızda yaşayan 800 bin şizofreni hastasının farkında değiliz.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz