Başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinde son yıllarda ciddi bir Müslüman ve Türk karşıtlığı geliştiği, sık sık ölümlere varan saldırılar yaşandığı biliniyor. Ve ne yazık ki bu ırkçı, faşist saldırılar karşısında devletler gerekli önlemleri almıyor. Saldırıya uğrayan insanlar şikâyet etseler bile sonuç yok.
Durum öyle vahim bir hâl aldı ki, artık AB ülkelerinde ırkçılık, İslam düşmanlığı ve göçmen karşıtlığı sadece marjinal örgütlerin değil, merkez partilerin de "oy için kullandığı" kirli bir aparata dönüştü.
Bu da, insan hakları, hukuk ve demokrasi limanı olan AB'nin iflasa sürüklendiğini gösteriyor.
Bu tehlikeyi nihayet AB siyasetçileri de fark etti ki ırkçı yükselişe karşı son dönemde bazı merkez partilerinden ve soldan tepki var. Türkiye'de sol büyük oranda irtifa kaybederek vesayetçilerin, şiddet severlerin yanında yer alırken, Almanya'da bambaşka bir sol rüzgâr esiyor. Özellikle Müslümanlara karşı Alman Sol Parti, Türkiye'deki laik solun aksine saldırılara, ötekileştirici tavırlara sert biçimde karşı çıkıyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
'Türk Armin' ne yapacak?
Birkaç gün önce A Haber Dış Haberler Editörü Eda Ulusoy, Almanya'da Müslümanlara ve Türklere yönelik ırkçı sokak saldırılarına karşı çıkan Sol Parti milletvekillerinden Christine Buchholz ile özel bir röportaj yaptı.
Sol Parti'nin Federal Meclis'e bir önerge sunduklarını söyleyen Buchholz, şöyle diyor:
"Önergeyi Müslüman karşıtı ırkçılıkla mücadele edebilmek için sunduk. Aşırı sağcı AfD ve CDU partileri önergeye karşı çıktı. Hükümetin tavrını ve güvenlik kuruluşlarındaki ırkçılığı eleştirmemiz onlara fazla geldi. Biz, İslam karşıtlığının herkes tarafından reddedilmesi için çalışmaya devam edeceğiz."
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi'nin (CDU) yeni başkanı ve "Türk Armin" olarak nitelenen Armin Laschet, büyük ihtimalle bu tavrı benimsemeyecek. Çünkü bu konuda fikri çok net: "Şunu açıkça ifade ediyoruz; biz aşırı sağcılar ve nefret saçan kundakçıların ülkemizi mahvetmelerine izin vermeyeceğiz."
Laschet'in bu dediklerini hayata geçirip geçirmeyeceğini önümüzdeki süreçte göreceğiz.
Türk veya Arap isminiz varsa
Ancak Almanya'da sadece aşırı sağcılar değil, merkezdeki bazı sağcıların Müslümanları "günah keçisi" olarak seçtiklerine dikkat çeken Buchholz, saldırıların son 20 yılda çok arttığını söylüyor:
"Günde 3 Müslüman karşıtı olay polise ihbar ediliyor. Aslında bu rakamın daha yüksek olduğunu biliyoruz; çünkü çok sayıda kişi polise gitmiyor. Her gün bir caminin ya da Müslüman bir temsilcinin saldırıya uğradığını biliyoruz. Almanya'daki gerçeklik bu... Aynı zamanda bir ev ya da iş bakıyorsanız, Türk ya da Arap bir isminiz varsa işiniz zor. Yani hem şiddete hem de ayrımcılığa karşı ciddi bir şekilde savaşmamız gerekiyor."
Solcu milletvekili, giderek "olağanlaşan" sokak saldırılarını da dehşetle anlatıyor:
"Size bir örnek vereceğim. Bir yıl önce genç bir kadın, bir otobüs durağında saldırıya uğradı. Bir adam ona yaklaşıyor ve başörtüsü nedeniyle başından aşağı bir sıvı döküyor ve kimse buna müdahale etmiyor. Bence bu, ırkçılığın açık bir şekilde duyurulması gerektiğini gösteriyor."
Alman Sol Parti milletvekilini izlerken, Türkiye'de HDP içindeki sol partileri ve solcu geçinen CHP'lileri düşünüyorum. Diyarbakır Anneleri'ni "zafer" işaretiyle aşağılayan hocaya, onları görmezden gelen sivil toplum örgütlerine, başörtülüleri tehlike gören eski bakana ve Suriyeli mültecileri düşmanlaştıran siyasetçilere "solcu" mu diyeceğiz yoksa ırkçı ve ötekileştirici mi?