Muharrem İnce, aldığı yüzde 30'luk oya güvenip kurultay süreci başlatınca ortaklık yine karıştı. Piyasaya birbiriyle çelişen, birbirini düşmanlaştıran onlarca CHP çıktı. "Kaç CHP var?" diye saymaya kalksanız sayamazsınız. Eskiler, yeniler, Atatürkçüler, sol Kemalistler, DHKP-C'li solcular, sosyal demokratlar, hatta sağcılar hepsi harekete geçmiş durumda.
Ama bir şey çok net; Artık Kılıçdaroğlu ile bu iş gitmiyor. Nihayet bunu, CHP sosyolojisi de anladı. Sorun, Muharrem İnce dahil onu değiştirecek güven veren bir siyasi aktörün çıkmamasında. Bunun nedeni de hiçbirinin diğerini ikna edecek ve Türkiye'ye yeni bir gelecek vaat edecek siyaset üretememesi.
Böyle olunca da CHP siyaseti koltuk kavgasının ötesine geçmiyor. Biri "Kemal gitsin ben geleyim" diyor, biri sorunu tüzükte görüyor, öteki içi boş sosyal demokrat CHP hayali kuruyor, bir başkası CHP'nin HDP'lileşmesini istiyor. Tam bir curcuna... En ileri söylemi dillendiren Haluk Pekşen bile sadece şunu söyleyebiliyor: "Mustafa Kemal'in kurup bizlere emanet ettiği partiyi yok ediyorsunuz. Tekrar ediyorum. CHP yıkılıp yeniden yapılmak zorundadır."
Radikal bir öneri ama yine de "Nasıl?" sorusunun cevabı yok. Bu, 30'ların CHP'sine dönülerek mi yapılacak yoksa ne? Belli değil. Doğrusu şu sıralarda kimse işin bu yanına bakmıyor bile... İnce yanlıları kurultay için imza toplama yarışını sürdürürken, yönetim de bunu engellemek için her yolu deniyor.
Taraflar da giderek netleşiyor ve ilginç ittifaklar oluşuyor. Kılıçdaroğlu, Alevi ve doğal delegeyle, yerel seçimlerde aday belirleme gücünü bir silah olarak kullanıyor ve etkili de oluyor. Önceki akşam Atatürk Havalimanı'nda yaşanan iki olay bu açıdan dikkat çekici. Kılıçdaroğlu'nu karşılamaya gelenler arasında Şişli Belediye Başkanlığı'na yeniden dönmek için yoğun çalışan Mustafa Sarıgül'ün olması ve yönetim tarafından ilgi görmesi ilginçti. Aynı karşılamada Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak'ın bulunması ve danışmanını Muharrem İnce'ci diye görevden aldığı iddiası, Kılıçdaroğlu'nun gözüne girme çabası olarak yorumlandı.
Tabii İstanbul'da İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, belediye başkanları Bülent Kerimoğlu, Şükrü Genç, Ali Kılıç ve görevden alınan Battal İlgezdi gibi çok sayıda isim, Kılıçdaroğlu'na açık destek veriyor. İnce'ye destek verenler arasında ise eski İl Başkanı Cemal Canpolat, belediye başkanları Özcan Işıklar ve Cem Kara var.
İnce'ye en büyük destek ise Ankara ve İzmir'den geliyor. Ayrıca Selin Sayek Bökeİlhan Cihaner gibi sol manifestocular ve Şanlıurfa'dan Mahmut Yıldız gibi Baykalcılar da kurultayın yapılmasını istiyordu. Ama en ilginci Ankara'da Önder Sav ve ekibinin devreye girmesiydi. İmza toplayanların başında gelen Sav'ın devreye girmesi Kılıçdaroğlu'nu alttan alta sevindirse de bazı illerde etkili olduğu çok açık.
CHP'de son tablo bu... Yerel seçimler yakın olmasaydı ve İnce, seçim gecesi dahil süreci doğru yönetseydi Kılıçdaroğlu o koltukta bir dakika bile oturamazdı. Bu sadece CHP'yi değil Türkiye'yi de rahatlatırdı. Ama şimdi durum farklı. Taban ve kadrolar değişim istiyor ama bunun adresi İnce mi, o konuda tereddüt ediyor.
Aynı şey onlarca belediye başkanı için de geçerli. Onlara göre kavganın asıl nedeni yerel seçimlerde belediye başkanlarını belirlemek. Bu da mevcut başkanlarda İnce korkusuna yol açıyor. Kılıçdaroğlu ve çevresi de bunu bilinçli şekilde yayıyor. Bu durumda imza sayısının 600'ü geçmesi zor görünüyor. Geçerse bilin ki CHP delegesi gerçek değişim istiyor ve bu "kasetsiz", doğal değişim iyiye işarettir.