Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

CHP’nin “rüşvet havuzu”

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığı'na "kaset komplosu"yla geldi ama onu asıl öne çıkartan 2009 yerel seçimleri öncesi birçok siyasi aktör hakkında hazırladığı "yolsuzluk dosyaları"ydı.
Birkaç yıl sonra onu bir kez daha, FETÖ'nün organize ettiği ve Türkiye'ye kurulan en büyük küresel tuzak olan 17-25 Aralık darbesinin üstünü "yolsuzlukla" örterken gördük.
İnanılmaz bir operasyon yürüttü. FETÖ'nün yasadışı yollarla elde ettiği sahte belgeleri sallayarak hükümeti yıkıp iktidar olacağını sandı ama başaramadı.
Hani derler ya, Allah'ın sopası yok, şimdi hayat onu kendi partisinde yaşanan "yolsuzluklarla" sarsıyor. Hem de öyle böyle değil. İçişleri Bakanlığı bir süre önce CHP'li Ataşehir ve Beşiktaş belediye başkanlarını "yolsuzluk" iddiasıyla görevden aldı. Nasıl bir tablo çıkacağını yakında göreceğiz.
Ama daha vahim olan bunun arkasının geleceği ve iki belediye ile sınırlı olmayacağı.
Sırada Şişli var. Onun ayrıntılarına geçeceğim ama bu noktada şu tespiti yapmak gerekiyor. Bütün siyasetini yolsuzluk üzerine kuran CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, meğer kendi belediyelerinde "yolsuzluğu" kurumsal hale getirmiş... Bunu da ben değil CHP'li bir belediye başkanı söylüyor.
Bir süre önce İstanbul'da CHP ilçe kongreleri yapıldı. O kongreler daha çok yaşanan gerginliklerle medyanın gündemine girdiği için neler konuşulduğu üzerinde pek durulmadı.
Onlardan birinde İstanbul Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz, çok çarpıcı bir gerçeği seslendirdi. Öz, kongrede CHP'lilerin gözünün içine baka baka, 2011'de Kılıçdaroğlu'na neler söylediğini anlattı:
''Sayın Genel Başkanım beni tanıyorsunuz.
657'ye tabi devlet memuru gibi belediye başkanlığı yapacağım.
Alnınız, yüzünüz hiç aşağı inmeyecek.
Kartal Belediyesi ile ilgili en ufak kirli bir şey duymayacaksınız. Ama havuz oluşturmayacağım. Bundan dolayı partililerin rahatsızlığı size kadar gelebilir.
Eğer çok rahatsız olursanız bana bildirin ben bir dilekçe yazar görevimden ayrılırım."
Başkan açık sözlü ve samimi... Genel başkanına açık açık "havuz oluşturmayacağını" söylüyor. Bu öyle rastgele söylenmiş bir söz değil. Çünkü o da farkında, CHP'li belediyelerin çoğunda bir "rüşvet havuzu" oluşturulmuş.
Şimdi rotayı tekrar İstanbul Şişli Belediyesi'ne çevirebiliriz. Önceki gün medyaya düştü, İnönü ailesinin güzide evladı Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü hakkında da "rüşvet havuzu" iddiası var. Hem de başkanın danışmanı Engin Baysal söylüyor.
Baysal belediyede oluşturulan "rüşvet havuzu"nu ve gözünün önünde yapılan rüşvet pazarlığını bizzat İnönü'nün ağzından anlatıyor: "Bakın arkadaşlar bu işleri böyle yürütemeyeceğiz. Bütün belediyeler yapıyor.
Bunu biz de oturtacağız. Bir havuz hesabı oluşturacağız. Bu hesabın gelir ve gider kaydı, belirteceğim yerlere harcanması yetkisi Ömer Bey'de olacak.
Yoksa bazı harcamaları yapamayacağız.
Hayati tehlikem var dedim, bak korumaları tuttuk. Onların resmi hiçbir girdisini yapamadım.
Maaşları var, onlara tahsis ettiğim araçların kiraları var. Yeme içme giderleri var.
Bunları cebimden mi vereceğim ben?
Ömer, sana hâlâ maaş veremedim. Havuzda toplanan paradan kendime maaş olarak ayıracağım kısmın dışında kalanları bu şekilde ihtiyaca göre harcayacaksın." İşin DHKP-C ile ilgili boyutu da var ama Hayri İnönü bu iddialara "asılsız ve iftira" demekle yetindi ve ayrıntı vermedi.
Herhalde mahkemelerde hesaplaşacak.
Biz de izleyeceğiz. Ama bu durum, koca CHP'nin ne hallere düşürüldüğünün resmidir.
Hem de FETÖ'cülerin kumpas belgeleriyle falan değil, bizzat CHP'li İnönü'nün CHP'li danışmanının ağzından...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA