Yaralı bir toplumuz... Hâlâ da bir yanımız kanıyor. Tek parti döneminin açtığı yaralar kapanmadan çok partili dönemde askeri darbelerin açtıkları hâlâ vicdanlarımızı sızlatıyor.
Dün Başvekil Adnan Menderes'in idam edilişinin 50'nci yılıydı. Bu ülke kendi başbakanını asmıştı. Menderes'in yattığı anıt mezardaki töreni izlerken insanların yüzünde, o ve ondan sonraki idamlar karşısında suskun kalışın yarattığı "ezikliği" hissettim. Vicdanlar sızlıyordu ama kafalarda da hep aynı soru vardı: Neden 60'ta, 70'te, 80'de hatta 90'larda "vicdanlarımızda derin yaralar açan" darbelere dur diyemedik?
Bursa'dan kalkıp İstanbul'a anma için gelen bir Demokrat Partili bu soruya şöyle cevap veriyordu:
"Demirel isteseydi önleyebilirdi. Ama şapkasını alıp gitti. Ecevit kendisine yapılmasa da 71 muhtırasına karşı çıktı. Bir şey de olmadı. Ama çok geç kaldık. Allah'tan şimdi Tayyip Erdoğan dik durdu da biraz ferahladık. Ama hâlâ kaygılıyım."
Doğrusu demokrasi yolculuğumuzu askeri darbelerle kesintiye uğratanlara karşı son yıllar hariç ne yazık ki "sandığa dökülmek" dışında bir şey yapamamıştık. Ne direnmiş, ne de yargı önüne çıkartabilmiştik.
Bu gerçeği Menderes'i anma toplantısına katılan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı şöyle dile getiriyordu:
"Bugün genç cumhuriyetimizin, demokrasimizin derin şekilde zedelendiği gündür. Darbeciler bugüne kadar yargı önünde hesap vermeseler de milletin vicdanında mahkûm oldular."
Peki,bu toplum "darbecilerden" tam anlamıyla hesap soramayacak mı?
Belki... Onun ipucu da Menderes'in idam edilişinin 50'nci yılı törenine katılan Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in söylediklerinde saklıydı:
"Kulluktan efendiliğe giden mücadelede 'Yeter, söz milletindir' sözü, bizim ufkumuzu aydınlatan ve demokrasi mücadelemizin en önemli gerekçesi oldu. Bize düşen bundan geriye gitmeden, ileri demokrasiyi gerçekleştirecek, sivil bir anayasayı milletimize armağan etmektir."
Bağcılar Belediyesi'nin "Bir daha asla" sloganıyla düzenlediği törene AK Partili milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş da katıldı. AK Parti İstanbul Milletvekili Harun Karaca son söz olarak şöyle diyordu:
"Darbeler bu topluma çok derin acılar yaşattı. Ülkeyi her açıdan geri bıraktırdı. Her kesim bu sonuçtan payına düşeni fazlasıyla aldı. Bunun için bir daha asla darbelere izin vermemeliyiz."