CHP'de sular durulmuyor. Dün yapılan MYK seçimleriyle bu gerçeği bir kez daha gördük.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'in yolları çok net şekilde ayrıldı.
Bu ikilinin İstanbul'da başlayan yol arkadaşlığı Ankara'da devreye Önder Sav'ın girişiyle son buldu. CHP'yi nasıl etkiler bilinmez ama Tekin'in siyasi yolculuğunda bir dönüm noktası olacağı kesin.
Bu noktaya biraz da Tekin'in siyaset aceleciliğinin yol açtığı çok açık.
Çünkü Gürsel Tekin, kaset skandalının patlamasıyla başlayan hızlı süreci iyi yönetemedi. Önder Sav'ın devreye girip, ipi eline almasıyla da ne yapacağını şaşırdı. Kılıçdaroğlu'nun adaylığını destekleme konusunda kararsız kaldı.
Ama boş da durmadı. Kendi çapında oyun kurmaya çalıştı. Hatta bazen sınırlarını zorlayarak havaya bile girdi. Ama unuttuğu bir şey vardı; karşısına, Sav, Ali Topuz ve Erol Çevikçe gibi partinin kurt politikacılarını almıştı. "Kurtlarla Dans"ın bedeli ağır olabilirdi. MYK'ya girmemesi öyle olduğunu gösterdi.
Şimdi önünde tek seçenek olduğu söyleniyor: Parti Meclisi üyeliğinden istifa edip İstanbul'a dönmek.
Henüz İstanbul İl Başkanlığı'ndan istifa etmediği için bu şansı deneyecek, ama işi pek kolay değil. Bir kere kurt, kuzuyu yemeye kafaya koymuş... Ayrıca ellerinde de Tekin'le ilgili Yargıtay'da süren bir dava var, o da yetmezse İstanbul İl'i olağanüstü kongreye götürecekler.
Bu noktada şu sorunun cevabı merak ediliyor: Acaba Kılıçdaroğlu yol arkadaşına neden sahip çıkmadı?
İstese çıkabilirdi ama çıkmadı. Daha önce de yazdım, araları iyi değildi ve Kılıçdaroğlu, Sav'ın onu istememesini fırsat saydı ve ipler koptu.
Böylece Tekin MYK'ya giremedi, Sav da tek seçici oldu. Haluk Koç, Süheyl Batum, Umut Oran, Faik Öztrak, Berhan Şimşek gibi birkaç isim dışında, MYK üyelerinin hepsi Sav'a birebir bağlı isimlerden oluşuyor.
Listede Hakkı Suha Okay ve Tekin Bingöl gibi örgütten gelen etkili isimler de var, etkili olmadıkları halde sadece bağlılıkları nedeniyle girenler de... Örneğin Kürt kökenli Mahmut Duyan'ın ve Alevileri temsilen Hüseyin Karakoç'un MYK'da olması böyle yorumlanıyor.
Kısaca CHP MYK için şu denebilir: "Bu bir Önder Sav prodüksiyonu..."