Geçen haftaki yazımızda Çekmeköy metrosunun açılışı konusunu ele almıştık. Sabah gazetesi yaptığı haberde metronun 27 Eylül'de hizmete açılacağını yazmıştı, fakat açılmamıştı. 27 Eylül'den bugüne 10 gün geçti, halen de açılmadı.
Sabah gazetesi, haberini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal'a dayandırdığını iddia ediyordu. Belediyeden yapılan açıklamalarda ise başkanın bu yönde bir beyanatının bulunmadığı ifade ediliyordu. Görüştüğüm yetkililer Mevlüt Uysal'ın ekim sonunu işaret ettiğini belirtmişlerdi.
Muhabirimiz Furkan Kara aynı fikirde değil. Başkanın ekim sonundan değil ekim başından söz ettiğini söyleyerek o güne dair ses kaydını benimle paylaştı. Bu kayda göre Uysal şunları söylemişti:
"Metromuz zaten bitti. 27 Eylül'de açılmak üzere sürüşlere başlanmıştı. Ağustos ayında yaptığımız deneme sürüşlerinde frenleme sisteminde bir problem oluştu. Şu anda, bu hafta sonu, iki gün boyunca deneme sürüşleri olacak. İnşallah dua edelim, problem olmadan o sürüşleri de tamamlayalım. Ekim başında metromuz başlasın." Bu açıklamadan anladığımız kadarıyla açıklamada 27 Eylül ve 'Ekim başı' ibareleri geçmiş, doğru.
Fakat metronun açılışının bazı şartlara bağlı olduğu da belirtilmiş. Yani aslında resmi açılış tarihi ilan edilmemiş.
Bu durumda ya haber yapılmamalı ya da yapılan haberde verilen tarihin yalnızca bir ihtimal olduğu açıkça duyurulmalıydı.
Çünkü uzunca bir süredir metronun açılacağı günü sabırsızlıkla bekleyen on binlerce insan var. Bu haber onları doğrudan ilgilendiriyor.
Haber değil temenni
Muhabirimiz bana gönderdiği metinde ayrıca şu hususların altını çiziyor:
"Çekmeköy metrosunun ağustos ayında açılması için temmuz ayında (12-13-14-16-17-18-28-29- 30 Temmuz) test seferleri yapıldı.
Ondan sonraki test sürüşleri 21-22- 23 Eylül'de yapıldı. Yani daha önceden metronun 27 Eylül'de açılması için test sürüşü yapılması diye bir şey söz konusu değildi. Benim '27 Eylül'de açılması planlanmıştı' cümlesini yanlış anlamamın sebebi buydu."
Yaptığı izahattan anlıyoruz ki muhabirimiz meseleyi bir süredir takip ediyor. Konuya yabancı değil. Yanlış anlaşılmaya sebep olan 'kesinlik' de tam olarak onun eseri değil. Çünkü haberler sayfaya koyulurken kısaltılıyor ve başlığı değiştiriliyor.
Bu değişiklik bir dilek ya da temenniyi, müjdeye dönüştürebiliyor.
Bu haberde olduğu gibi...
Beyaz Masa tarafından yapılan açıklama da, en azından test sürüşlerinin tarihleri konusunda, muhabirimizi doğrular nitelikte:
"Türkiye'nin ilk sürücüsüz metrosunun ikinci etabında güvenli yolculuğun tesisi için çalışmalar son aşamaya gelmiştir. İstasyonların bütün işlemleri ve buna bağlı elektromekanik sistemlerin testleri tamamlanmıştır. Uluslararası akreditasyon için hattın tamamında 20-23 Eylül arasında test sürüşleri tamamlanmıştır. Testlerin raporlanıp gerekli analiz çalışmalarının tamamlanmasından sonraki en kısa sürede Üsküdar-Çekmeköy metrosunun hizmete açılması planlanmaktadır."
Kesin tarih belli mi?
Yazımız üzerine pek çok okurumuz telefon ya da e-posta yoluyla benimle iletişim kurarak teşekkür ettiler ve sordular: "Peki, metro ne zaman açılacak? Kesin bir tarih verebilir misiniz?" Maalesef veremem. Çünkü henüz kesin bir tarih yok.
Olmaması da belediyeden kaynaklanmıyor.
Dünyanın sayılı sürücüsüz metrolarından birinden söz ediyoruz.
Bu neviden metroların sürüş testleri 'bağımsız denetim kurumları' tarafından yapılıyor. İnsan hayatı söz konusu olduğu için ince elenip sık dokunuyor. Ufacık bir hataya ya da hata ihtimaline müsamaha gösterilmiyor.
Doğru olan da bu...
Görüştüğüm yetkililer bu süreci atlamak istemediklerini ve testler mükemmelen tamamlandıktan sonra resmi açılış tarihinin ilan edileceğini belirttiler, kesin bir tarih vermekten kaçındılar.
Bekliyoruz.
***
MAÇ KAÇTA, HANGİ KANALDA?
Okurlarımız isyan halinde. Tık avcılığının bu versiyonu onları bezdirmiş durumda.
Arama motorlarına "Filanca takımla falanca takımın maçı saat kaçta, hangi kanalda" diye yazıp aratıyorlar.
Karşılarına onlarca sayfa çıkıyor. Başlıyorlar tek tek bakmaya. Bu haberlerin bazıları beş-altı sayfaya bölünmüş. Soruların tekrarlandığı ama cevapların bulunmadığı sayfalar bunların çoğu.
Maalesef Sabah gazetesinin internet sayfası da bunlarla dolu...
Özellikle yayıncı kuruluşun çok geç belirlendiği müsabakalarda okurlarımız onlarca sayfayı tıklayıp, üstüne bir de cevapsız kalınca bezgin bir şekilde terk ediyorlar internet sitelerini. Kendilerini kandırılmış hissediyorlar. Bu hayal kırıklığı o sahte ve tuzak haberleri okudukları mecralara bakışlarını bütünüyle değiştiriyor. Güven duygusunu kaybediyorlar, gazeteler de okur kaybediyorlar.
Birkaç tık daha fazla almak için buna değmez.