Şair İsmet Özel, Üç Frenk Havası şiirinin hemen girişinde şöyle der:
"Bize ne başkasının ölümünden demeyiz
çünkü başka insanların ölümü
en gizli mesleğidir hepimizin."
Diğer meslek grupları bir yana başka insanların ölümü gazetecilerin açık mesleğidir. Özellikle ölen kişi tanınan bir insan olduğunda... Yaşarken yaptıkları haber değeri taşıyan insanların ölümleri de haber değeri taşır. Nerede öldükleri, nasıl öldükleri araştırılır, yazılır ve tartışılır.
***
Bildiğimiz insanların bilmediğimiz yönlerini ortaya çıkaran haberler pek de hoşumuza gitmez.
Tanıdığımız ve sevdiğimiz insanlar hakkında yapılan menfi haberlere temkinli bir biçimde yaklaşırız. Haberde geçen ve pek de övücü olmayan ifadeleri o kişiye yakıştıramayız. Haberin doğruluğunu sorgularız.
Gözümüzle görmedikçe, ki koyu taraftarlık ve inanmışlık durumlarında gözümüzle gördüğümüzde bile, inanmayız, inkar ederiz, farklı yorumlar bulma cihetine gideriz.
Fenerbahçe taraftarı olmadığım halde kendisiyle birlikte maç seyretme keyfi yaşadığım, Genç Fenerbahçeliler adlı taraftar grubunun lideri olarak bilinen
Amigo Sefa'nın (Kalya) ölümü nedeniyle ilgili haberlere
Fenerbahçe taraftarının verdiği tepkileri bu bağlamda anladığımı belirtmek istiyorum.
***
Haberde imzası bulunan muhabirimizin adı
Dilek Yaman. Amigo Sefa Kokainden Ölmüş başlıklı haber sadece üç cümleden oluşuyor:
"Taraftar grubu Genç Fenerbahçeliler'in lideri Sefa Kalya'nın ocak ayında İstanbul Taksim'de, konakladığı bir arkadaşına ait otelde ölü olarak bulunmasıyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen "şüpheli ölüm" soruşturması tamamlandı. Savcılığa ulaşan Adli Tıp Kurumu raporunda Kalya'nın kokain zehirlenmesi sonucu vefat ettiğine yer verildi. Rapor üzerine Sefa Kalya'nın kendi iradesiyle almış olduğu uyuşturucu maddeye bağlı olarak vefat ettiği kaydedilerek takipsizlik kararı verildi."
***
Bu üç cümlelik haber Okur Temsilcisi'ne yüzlerce e-postanın, onlarca telefonun gelmesine neden oldu. Bunun bir nedeni de diğer gazetelerin Dilek Yaman'ın haberine referans vererek konuyu kendi mecralarında ele almalarıydı.
Ekseriyeti Fenerbahçe Spor Kulübü taraftarı olduğunu ve Sefa Kalya'yı yakından tanıdıklarını belirten okurlarımız haberin yalan olduğunu, gazeteyi mahkemeye vereceklerini söylediler. İşte o şikayetlerden bir demet:
Aykut R.:
"Sefa Reis'i kötüleyemezsiniz. Kaça satıldınız siz?"
Rıdvan K.:
"Sizi defalarca uyardığımız halde Fenerbahçe düşmanı haberler yapmaya devam ediyorsunuz."
Bülent D.:
"Sefa abiyi biz biliyoruz. Muhabirinize söyleyin adam akıllı haberler yapsın."
Orhan A. :
"Bugün gazetenizdeki Dilek Yaman haberi için özür bekliyoruz. Gazeteler insanları bilgilendirir normalde ama biz sizi bilgilendireceğiz, insan kandırmak nedir öğreteceğiz. Pazartesi dava açılacak."
***
Peki olayın aslı neydi? Kısaca özetleyelim:
Sefa Kalya, 13 Ocak Günü Beyoğlu Asmalı Mescit'te bulunan P. isimli otelin 7114 No'lu odasında ölü bulunmuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kalya'nın ölümünün şüpheli olabileceği ihtimaline binaen olayla ilgili soruşturma başlatmıştı.
İstanbul Adli Tıp Kurumu, Sefa Kalya'nın cesedi üzerinde otopsi incelemesi yaptı. Otopsi raporunda Kalya'nın kanında uyuşturucu madde tespit edildiği ve kokain intoksikasyonu (zehirlenmesi) sonucu öldüğü belirtildi. Bu rapor ve
Kalya'nın ölümünde başka bir şahsın kusurlu olduğuna dair delil bulunamaması nedeniyle soruşturma takipsizlik kararıyla neticelendi.
***
Merak eden okurlarımız için takipsizlik kararının gerekçesini dosyada geçtiği haliyle aktaralım:
"Sefa Kalya'nın otopsi raporunda maktulün ölümünün uyarıcı madde kokain intoksikasyonu (zehirlenmesi) sonucu meydana geldiğinin bildirilmesi üzerine, olayın meydana gelmesinde başka bir şahsın kusur ve etkisinin bulunduğuna dair yeterli delil olmadığı, maktulün kendi iradesi ile almış olduğu uyuşturucu maddeye bağlı olarak vefat ettiği anlaşılmıştır."
Dilek Yaman'ın haberi işte bu kararın hülasasından ibarettir.
***
Okur Temsilcisi olarak Fenerbahçe taraftarının Sabah'a ve Dilek Yaman'a yönelik tepkisini doğru bulmadığımı,
haberde bir yanlışlık olmadığını belirtmek zorundayım. Haberin Fenerbahçe düşmanlığı ile de uzaktan yakından ilgisi bulunmamaktadır.
Okurlarımızdan beklentim bu meseleye taraftarlık duygularıyla değil hakikat ve hakkaniyet açısından bakmaları.
Bu çerçevede özellikle sosyal medya üzerinden muhabirimize yönelik tehdit ve hakaret içerikli mesajların gönderilmesi sportmenliğe ve Fenerbahçeliliğe yakışmamıştır. Bazı mesajlarda "
hesap sorulacağı", "
bu işin sokakta halledileceği" gibi imalar yer
almıştır. Emniyet birimlerinin gerekli
önlemleri alacağını umuyorum.