Safsata, gazetelerde çok sık rastladığımız ve dikkatli gazete okurlarını rahatsız eden hatalardan biridir.
Safsata dendiğinde aklınıza 'yanlış inanışların, masalsı hikayelerin' vs. gelmesi sizi yanıltmasın. Kabaca 'kusurlu akıl yürütme' demektir. Mantık bilimiyle ilgilidir ve 'insanın muhakeme yeteneğini yanlış kullanması', 'yanlış çıkarsamalar yapması' gibi anlamlara gelir.
Daha doğrusu bu mantık hatalarını yaptığınızda ortaya çıkan 'sahte argümana' ya da 'yargı'ya safsata denir.
Önyargılar, duygusallık, acelecilik, özensizlik, yersiz göndermeler, abartılı genellemeler, dile hakim olmamak, konuya vakıf olmamak, bağnazlık gibi faktörler safsata üretiminde önemli roller oynarlar.
Safsatanın bir özelliği de kimi zaman epey ikna edici görünmesidir. Bunun nedeni yanlış önermelere dayanan bir çıkarımın geçerli olabilmesidir. Hatanın anlaşılması için cümleyi ya da yazıyı parçalarına ayırarak dikkatlice incelemek gerekir.
Alev Alatlı ve öğrencileri tarafından bir ihtiyaca binaen hazırlanan Safsata Kılavuzu internette bulunabilir. Bu çalışmada formel ve serbest safsata türleri sıralanmış.
Türk matbuatından seçilen güncel sayılabilecek örneklerle bu türler açıklanmış.
Hali pür melalimiz gözler önüne serilmiş.
Listeye ve örneklere baktığımızda şu gereklilik bir kez daha ortaya çıkıyor:
Türkiye'de mantık gazetecilik eğitiminin ve pratiğinin ayrılmaz bir parçası haline gelmeli. Çok geç olmadan.
***
Bursa'daki terör eylemi
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Adil Gür tarafından yapılan medya algıları araştırmasını eleştirdiği yazısında, cam kıran arkadaşını ifşa eden bir ilkokul öğrencisi edasıyla "Bursa'daki terör saldırısı bilin bakalım hangi gazetenin ilk sayfasında yoktu" diye soruyordu.
Kastettiği gazete Sabah'tı.
Hemen hemen bütün gazeteler Bursa'daki canlı bomba terörünü birinci sayfalarına taşırken Sabah bu konuda temkinli davranarak haberi ilk sayfadan görmemeyi tercih etmişti. Haberin içeriği ayrıca tartışılabilir fakat bence bu tenkit edilecek değil tebrik edilecek bir tercihti. Olay sıcaktı, muğlaktı, korku ve paniğe yol açacak şekilde verilmemeliydi.
En önemlisi varsayımlara dayanarak spekülasyon yapılmamalıydı. Sabah bu ayıba ilk sayfasından ortak olmadı.
Nitekim saldırının üzerinden bir hafta dahi geçmeden soğukkanlı davranmanın, manipülatif haber yapmamanın önemi bir kez daha anlaşıldı.
Saldırıyı TAK üstlendi. Canlı bombanın PKK'lı Eser Çali olduğu kesinleşti. "Tekbirlerle patlattı", "DAEŞ yaptı" manşetlerinin yalan ve çarpıtma olduğu ortaya çıktı.
Şimdi o gazeteler 'sahte tekzipler yayınlayarak', 'yanlışlıkla patlatma bahaneleri bularak' hedef saptırmaya ve mazeret aramaya devam ediyorlar.
Umarım bu olay Türkiye'deki bütün gazetecilere ve gazete okurlarına bir ders olur.
***
İfade biçimleri
Daha önce bu köşede mantık ile dil arasındaki bağlantıya dikkat çekmiş ve meslektaşlarımıza Dr. Şakir Kocabaş'ın İfadelerin Gramatik Ayrımı kitabını tavsiye etmiştik. Kocabaş bu kitabında ifadeleri hayali ifadeler, mecaz ve benzeşim ifadeleri, hal ifadeleri, tarih ifadeleri, teorik ifadeler, temel inanç ifadeleri gibi başlıklar altında tasnif etmiş, bu ifade türlerinin birbirinin yerini alamayacağını, farklı ifade türlerinin aynı çıkarımın öncülleri olamayacağını açıklamıştı. Fakat heyhat! Mantık ve hakikat kimin umurunda?