Bu hafta köşemizi okurlardan gelen eleştirilere ayıracağız. Maddi hatalardan başlayalım.
Burak Öğüt adlı okurumuz Makedonya'da Osmanlı Rüzgarı başlıklı habere itiraz etmiş. "Haberde sözü edilen ülke Makedonya değil Macaristan'dır. Budabeşte Makedonya'nın değil Macaristan'ın başkentidir. Türk bayrağının yanındaki bayrak Macar bayrağıdır." Okurumuz haklı.
Serdar Yüksel çok sık yapılan bir başka hataya dikkat çekmiş: "Mescid-i Aksa için Büyük Zafer haberinde kullandığınız görsel Mescid-i Aksa'ya değil, Kubbetu's- Sahra'ya aittir." Sanırım biri gazetenin arşivindeki fotoğrafı yanlış etiketlemiş ki hep aynı hata yapılıyor.
Tuncel Yaman "Lütfen şu cümleyi bana açıklar mısınız" diye sormuş. ABD'deki Başkanlık Yarışı başlıklı haberde geçen cümle şöyle: "Toplam 2 bin 383 delegenin olduğu partide, Clinton'un bin 790 delegesine karşılık, Sanders'in bin 113 delegesi bulunuyor." Sanırım sabah. com.tr editörleri sayıları toplamayı unutmuş.
***
KORKU VE DEHŞET
Ali Kurtuluş 'yurt dışında yaşayan' bir okurumuz. Korku uyandıran haberlerin çok fazla olmasından yakınıyor: "Bu haberler yüzünden
Türkiye'nin sanki savaş alanıymış gibi yansıtılması hem bizim için hem de ülkemiz için hiç iç açıcı olmuyor. Bu hal böyle devam ederse Türkiye'mize hiç ama hiç, ne turist gelir ne de işadamı. Savaş olduğunu düşündüğü ülkede kim yatırım veya iş yapmak ister?"
Okurumuzun eleştirisi iki açıdan değerlendirilmeye muhtaç. Birincisi:
haber değeri... İkincisi:
haberci ile haberin olası sonuçları arasındaki ilişki...
Bu durumda verilen haberler kadar haberlerin veriliş biçimi de ön plana çıkıyor. En azından korku, panik, dehşet uyandırmama konusunda dikkatli davranılabilir.
***
TARAFSIZLIK KONUSU
Orhan Öztürk adlı okurumuz şöyle diyor: Her gün gazetenizin
internet sayfasını okuyorum. Bugün yine okurken gördüm ki ana sayfanızdaki spor haberleri sadece Fenerbahçe ile ilgili. Her iki takımın maç saatleri arasında pek fark olmadığı halde Fenerbahçe ile alakalı üç haber varken, Galatasaray'la ilgili sadece tek haber var. O da çok altlarda. Lütfen adaletli haber yapın."
İki yıllık tecrübem gösteriyor ki okurlarımız hangi takımı tutarlarsa ona haksızlık yapıldığını düşünme eğilimindeler. Yaşanan saha içi ve dışı bazı süreçler bazı takımlarla ilgili haber sayışında artışa neden oluyor, doğru. Ama yıllık ve aylık istatistikler okurumuzun bu eleştirisini haklı çıkarmıyor.
***
ALINTI YAPMA ETİĞİ
Spordan bahis açmışken
cepkolik.com sitesinin yöneticisinden gelen eleştiriyi buraya ekleyelim. Site yöneticisi sabah.com.tr'de yayınlanan
NASA Canlı Yayımı Kesti, Sebep UFO haberinin kendi sitelerinden aynen ve kaynak göstermeden kopyalanmasını eleştiriyor. Bu neviden haberlerde en azından link verilmesini rica ediyor.
İnternet medyasında alıntılama etiği maalesef henüz oluşmadı. Basılı medyada durum farklı mı? Sabah gazetesi
Dış Haberler Servisi tarafından 18 Nisan 2016 tarihli gazete için hazırlanan ve arka sayfada yayımlanan
Ünlü Matadora Babalık Davası başlıklı haberin
Vatan gazetesi tarafından bir gün sonra ikinci sayfada aynı başlık ve cümlelerle yayımlanmasına ne demeli?
***
KADINA ŞİDDET
Sevgilisinin Fotoğrafını Porno Sitesinde Yayımlayıp İntikam Aldı başlığını
gördüğümde ben de
ürpermiştim.
Ahmet Bora adlı okurumuz
da aynı başlıktan müşteki:
"Adam sevgilisinden
aldığı fotoyu şantaj
malzemesi olarak kullanıyor
ve 3-8 yıl hapisle
yargılanıyor. Siz başlıkta
'intikam'dan söz ediyorsunuz.
Bu haber böyle
özendirir gibi mi sunulmalı
yoksa "Sevgilisinin
fotoğrafını porno sitede
yayımlayan gence 8 yıla
kadar hapis" şeklinde
mi? Biz sizi insani değerleri
gözeten bir medya
grubu olarak biliyoruz.
Bu başlık yakışmadı."
Gerçekten de
kadına yönelik şiddet, şantaj vb. haberlerde daha sorumlu ve caydırıcı bir dil kullanmak gerekiyor. Aksi
takdirde bu neviden
haberler 'kötü örnek'
olabiliyor. Dileyenler
daha önce bu konuda
yazdıklarımıza bakabilir.
***
OKUR YORUMLARI
Okuyucu yorumlarının denetimi dünyadaki pek çok gazetenin tartıştığı bir konu... Guardian geçtiğimiz yıl sadece bu konuyla ilgilenen geniş bir bölüm kurdu. Uluslararası gazetecilik örgütlerinin düzenlediği toplantılarda da bu konuda uyulacak standartların neler olması gerektiği tartışılır. Bu işin robotlara bırakılmaması gerektiği konusunda herkes hemfikir, ama sınırlamaların neler olması gerektiği konusunda görüş farklılıkları mevcut.
Ertan Yaşar adlı okurumuz yorumlara karakter sınırlaması getirilmesinde ve gönderilen yorumların kırpıldıktan sonra yayına alınmasından rahatsız. Şikâyetin ayrıntılarına girmeyeceğim ama kısaca şunları belirteyim: Yorum uzunluklarının sınırlandırılması teknik bir gereklilik olabilir ama yalan, hakaret, iftira, nefret söylemi, ırkçılık, suiistimal gibi hususlar olmadığı sürece içeriğe müdahale etmemek bence daha doğru olacaktır.
***
ÇENGEL BAŞLIKLAR
Tekrar sabah.com.tr'ye dönecek olursak... Editör arkadaşlarımız bazen
'çengel başlık' işini abartıyor. Başlıkta duyurusu yapılan haberler içeride bulunmuyor. Özellikle haftanın öne çıkan magazin ya da spor haberleriyle ilgili galerilerde. Başlığın peşine düşen okur, bir labirenti andıran galerilerde kayboluyor, bazen de aradığını bulamıyor.
Ali Akyürek adlı okurumuzun gündeme getirdiği
Riekernik'den Şok Karar, Galatasaray'ın Yıldızını İdmandan Kovdu başlıklı galeri haberde olduğu gibi.
İlgi çekici başlık atmak bir sanattır doğru ama başlığın haberin içeriğiyle ilgili olması da şarttır.