ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden geçtiğimiz hafta Türkiye'deydi. ABD ile Türkiye arasında Suriye, Irak ve Mısır politikaları konusunda bazı görüş farklılıkları olduğu herkesin malumu.
Biden Cumhurbaşkanı ve Başbakanla görüşmeden bir gün önce bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle ve gazetecilerle buluştu. Önceden belirlenmiş bir mesajı vermek üzere dikkatle seçildiği belli olan bu isimlerin ortak özelliği müzmin muhalif olmalarıydı.
Her şey planlandığı gibi gitti. Görüşme sonrasında Biden, Türkiye'de iken verdiği birçok karışık mesajın arasına 'basın ve ifade özgürlüğü' laflarını da sıkıştırdı. Devlet sırlarını açıklamakla suçlanan Can Dündar'ı 'kahraman' olarak tanımladı, güvenlik güçlerini katliam yapmakla itham eden bildiriyi imzalayan akademisyenlere yapılan muameleyi kınadı.
Aralarında Serdar Karagöz, Meryem İlayda Atlas, Hilal Kaplan, Ceren Kenar, Yıldıray Oğur, Murat Çiçek, Merve Şebnem, Nagehan Alçı, Ragıp Soylu, Nihal Bengisu Karaca, Özcan Tikit, Yahya Bostan ve Ali Ünal'ın da olduğu gazeteciler bu görüşmeye tepki gösterdiler ve ortak bir bildiri yayımladılar. "Biden, Türkiye medyasından sadece benzer görüşteki kişilerle görüşerek farklı fikirlerin ifade edilmesine imkan tanımamış ve aslında çok sesli ve renkli olan Türkiye medyasının büyük bir kısmını görmezden gelmiştir" dediler.