Protesto hakkı hem fikir ve ifade özgürlüğünün hem de demokrasinin vazgeçilmezleri arasındadır.
Demokratik bir ülkede hiç kimse protesto edilemez değildir.
Buna medya da dahil.
Fakat protesto gösterilerinin tıpkı Gezi ve benzeri olaylarda olduğu gibi şiddet eylemlerine dönüşmesi suçtur ve kabul edilemez. Hürriyet gazetesine ve bir gün sonra Sabah gazetesine yapılan saldırılar da bu çerçevededir ve tasvip edilemez.
Saldırganları kınıyorum; bir an önce bulunarak adil bir şekilde yargılanmalarını diliyorum.
Medyaya yönelik saldırıların kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın aynı şekilde kınanması gerektiğini düşünüyorum. Fakat yerel ve uluslararası meslek kuruluşlarının benzer olaylara verdikleri farklı tepkileri karşılaştırdığımda ilkeli duruştan eser olmadığını görüyorum. Zaten pek az kalmış olan saygınlıklarını yok ediyorlar.
Şiddet ile medya arasındaki mesafenin daraldığını görmek üzücü... Bu mesafenin kapanmaması için omuz omuza durmalıyız. Hem dayanışma gösterirken hem de şiddeti eleştirirken tutarlı davranmalıyız.
Şiddeti yücelten habercilik anlayışından vazgeçerek başlayabiliriz işe mesela.