Bir ülke düşünün! 30 yıldır kendi evinde kriz görmemiş. 1978'de başlattığı "Reform ve Ulusal Kalkınma Programı" sayesinde dünya ile arasındaki boşluğu kapatmaya çalışıyor. Başlattığı reform sayesinde ülkesinin doğu ve güney bölgesinde inanılmaz bir zenginlik yaratmış. 1 milyar 300 milyon nüfusu küresel dünyaya entegre etmek için yola çıkmış. Yeni süper güç Çin'de devlet kapitalizmi tavan yapmış!..
Çin, 20 yıldır ortalama yüzde 10 büyüyor. Samimi olalım. Bir ülke hiç durmadan büyür mü? Çin'deki hormonlu büyüme, küresel krizle birlikte hız kaybetmiş. Açıkçası 1998'de Asya'yı sallayan krizden hiç etkilenmeyen, hatta o dönem çoğu Asya ülkesine 5.2 milyar dolar yardım eden Çin, bu kez gırtlağına kadar krize boğulmuş. Ama müthiş bir kriz yönetimi uygulamış!..
İki hafta önce gittiğim Şanghay'da her yer tıklım tıklım doluydu. Mağazalar, restoranlar birbiriyle yarış içindeydi. Anladım ki, Çin, bu krizde iç pazarı, iç tüketimi keşfetmiş. Geçen yıl dış talep bıçak gibi kesilince, bir anda 10 milyon köylü işsiz kalmış. Köye dönüş başlamış. Bu tablo Merkezi Hükümet'i anında harekete geçirmiş. Kolay değil, Çin'de 600 bin yabancı sermayeli şirket var. Ülkeye 750 milyar dolar sermaye girmiş.
Çinli yetkililer, işletmeleri, "İşçi çıkarmayın, acil alınması gereken önlemleri bize iletin" diye anında uyarmış. İstisnasız, 10 kişiden fazla işçi çalıştıran her işletmeyle bire bir görüşülmüş. Kriz paketi işsizlik üzerine oturmuş.
***
Çin'de kişi başına
2 bin 200 dolar gelir düşüyor.
700 milyon yoksul köylü var, çoğu köylü parayı bile bilmiyor. Zengin doğu kendi gücüyle gidiyor, yoksul batı, devlet kaynağına ihtiyaç duyuyor. Böyle bir tablo karşısında Çin gibi bürokrasisi çok güçlü bir ülke, müthiş bir kıvraklık gösterip olanca gücüyle iç tüketime asılmış.
Hediye çekleriyle, teşvik paketleri birbirini kovalamış. İç pazarı canlı tutmak adına elden ne geliyorsa yapılmış. İhracata dayalı üretim teşvik edilmiş
. 582 milyar dolarlık pakette,
tekstilde kalkmış olan
vergi iadeleri anında artırılmış.
Otomotivde vergiler inmiş. Balonlaşma eğilimi gösterdiği için kredi kısıntısına uğrayan
emlak sektöründeki tüm kısıntılar kaldırılmış. Bankalar,
işletme, yatırım ve tüketici kredisi vermek için teşvik edilmiş. Tüketici kredisi kullananlar için
"özel promosyonlar" yapılmış. Bazı bölgelerde
elektronik eşya alan köylülere ödedikleri paranın
yüzde 20'si iade edilmiş. Şirketlerin
sosyal sigorta primleri, kurumlar vergisi ödemeleri bir yıl ertelenmiş.
Çünkü Çin,
krizden çıkan ilk ülke olmak istiyor.
Çin Merkez Bankası, eylül sonu itibariyle toplam
1.42 trilyon dolar kredi dağıtmış. Kotasını
yüzde 75 aşmış. Bazı çevreler,
"Krediler, enflasyonu azdıracak" eleştirisini dillendirince banka,
"Bir miktar enflasyona göz yumabiliriz" açıklaması yapmış. Enflasyon
yüzde 1.1, ama
yüzde 3'e çıkabilir. Ancak alınan önlemler etkisini göstermiş. Her yıl
10 milyon insana istihdam sağlayan Çin'de bu yıl
14.5 milyon insanın istihdam edilmesi bekleniyor. Köyden şehre dönüş başlamış.
Sözü uzatmayalım. Çin iyi yönetiliyor. Krizi de iyi yönetiyor! Bu bize ders olmalı!...