Dünyanın marka bilinirliği en yüksek şirketi!.. Kenya'dan Şili'ye, Papua Yeni Gine'den Sibirya'ya; nereye giderseniz gidin, "kırmızı beyaz" o amblemi her yerde görmek mümkün! Şirket, uluslararası bir kurum gibi yapılandırılmış. Bugünkü haliyle Birleşmiş Milletler'e benziyor. 15 kişilik yönetim kurulu Meksikalı, Fransız, Liberyalı, Türk, Filistinli, İrlandalı, İngiliz ve ABD'li yöneticilerden oluşuyor. Şirket, kültür, fikir, inanç farklılığı gözetmiyor.
Yığınla yabancı yöneticiyle çalışıyor. Her koşulda tüketim eğilimini belirleyen kadınları daha çok üretime dahil etmenin yollarını arıyor. "Kadın Yöneticiler Konseyi" bile oluşmuş. 15 kişilik bu konsey düzenli olarak strateji geliştiriyor.
Kolay mı?
Coca-Cola Company, 2020 yılına ilişkin vizyonunu çizmiş. Vizyon, "Çalışanlar, ürün yelpazesi, ortakları, kârlılığı, gezegenin durumu ve verimlilik" olarak 6 başlıkta ve tek sayfada toplanmış. "Büyüme ve verimlilik" üzerine odaklanmış.
Coca-Cola, bu vizyonla 80 milyar dolar olan cirosunu 200 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. 500 olan proje sayısı çoktan 1500'e çıkmış. Halen 300 milyon litre su kullanan Coca-Cola, 2020'de su kullanımını 550-600 milyon litreye çıkaracak.
Üstelik şirket kriz yılında cirosunu yüzde 3, pazarlama harcamalarını yüzde 6, kârlılığını ise yüzde 8 artırmış!

***
Dün sabah Hilton Otel'de Coca-Cola Company CEO'su Muhtar Kent'i dinledim. Küresel marka değeri 63 milyar dolar olan, 206 ülkede faaliyet gösteren, 400 markayı bir çatı altında toplayan bir dünya şirketini bir Türk'ün yönetmesinden dolayı gurur duydum. Kent, Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde kurulan CEO Club ve KoçSistem'in işbirliği ile düzenlenen CEO Profil toplantılarının konuşmacısıydı.
Samimi olarak itiraf etmeliyim ki, Kent'i dinlerken aklıma bir türlü kendine başkan bulamayan Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) düştü!.. Çünkü böyle bir dönemde TÜSİAD'ın tıpkı Kent gibi güçlü bir CEO'ya ihtiyacı var.
Bu CEO her koşulda geleceğin liderleri için kafa yoruyor. Konuşmasının çerçevesini de küresel ekonomik büyüme merkezindeki güçlü yön değişikliği üzerine kurmuş!..
Fırsatların peşinde koşan insanların şehirlere akın edeceğini söyleyerek, "hızlı şehirleşmeye" vurgu yapıyor. "1 milyar nüfuslu yeni bir orta sınıf oluşuyor" diyerek, dünyada "10 yılda İstanbul ölçeğinde İstanbul gibi şehirler oluşacağına" dikkat çekiyor.
Tüketicilerin eğilimleri belirleyeceği bu dönemin altın anahtarını ise hemen sunuyor: "Yeni inovasyon çağı" yani "yenilikçi çağ!.."