Türkiye'de dün olağanüstü gündem içinde fazlaca yer alamayan ama bana göre son derece hayati bir toplantı yapıldı. İstanbul Sanayi Odası, Sağlık Bakanlığı ile sanayicileri bir araya getirdi ve toplantıdan "yerli üretimi destekleme" kararı çıktı.
Benzeri daha önce 3'üncü Havaalanı için, inşaat şantiyesinde yapılmış, bu gurur projemizde yerli üretim imzası atılmıştı. Bir sonraki adımda yerli sanayici ile Türkiye'nin yatırım hamlelerinin uzay ve havacılık ile devam edeceğini öğreniyoruz.
Yeni anlayış şudur: "Yerli sanayiciyi eşitler arasında birinci yapmak." Burada 1980 öncesine dönelim demiyorum. O zaman üretemiyorduk ama bugün stentinden ileri teknolojik tanı cihazına dek her alanda binlerce kabiliyet geliştirdik. Leyla Alaton yerli stent ile dünyaya meydan okuyor misal.
Yerlisi varken, yabancıyı zengin etmek niye? Hele ki dünyada korumacılık rüzgârları artmış ve pek çok ülke bizim medikal ürünlerimize zorluk çıkarırken... Hayati soru şudur: Bizde eşdeğeri (hatta pek çok alanda daha iyisi) varken neden bunları kullanmayız?
Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu zaten sağlığı stratejik sektör olarak belirlemiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan "Yeni Türkiye'nin öncelikli alanları" arasında saymışken, yerli sanayiciyi tercih etmemiz akla da vizyona da uygun düşüyor.
Toplantı sonrası İSO Başkanı Erdal Bahçıvan ile konuştum; "Bizde öyle bir algı var ki sağlık sektörünü ilaçtan ibaret sanıyoruz" diyor ve ekliyor: "Oysa ilaç buzdağının görünen kısmı, altında devasa bir eko sistem var."
Bana göre bu adımlar "yerli üretimi güçlendirmek" için son derece hayatidir. Eğer kendi ürettiğine destek vermez isen o sanayici daha iyi ürün için Ar-Ge'yi nasıl yapacak, senin yeni mezun çocuğuna nasıl istihdam sağlayacak?
Son cümlem şu olsun:
Yeni anlayış, kendi yetkinlik alanlarımıza fırsat açma cesaretidir ve hayat cesura güler. Yabancı hayranı korkak tavşanlara değil.