Acaba IMF'den sonra hayat var mı? Kayıp Yıllar 1990'larda her Türkiye ziyareti ana gündem olan, acı reçetesiyle toplum hayatında derin izler bırakan Uluslararası Para Fonu, zihnimizde bu soruyu şekillendiriyordu.
Bugün Türkiye, IMF'ye borcunu sıfırlamak bir yana, 5 milyar $ borç verme taahhüdümüz var. Alan el yerine veren el olarak kaşığın farklı tarafındayız artık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Washington gezisinde, IMF'ye ziyaret imkânı doğdu.
Hürriyet yazarı meslektaşım Vahap Munyar, Gala yemeğinde IMF İcra Direktörü İbrahim Halil Çanakcı'dan randevu talep edince, kendimizi IMF'nin karargâhında koridorlarda, yakamızda özel ziyaretçi kartlarıyla dolaşırken bulduk. "İnsansız ekonomi istiyor" diye zordaki her ülkede eleştirilen IMF'yi, kredi isteyen değil borç veren ülkenin bireyi olarak ziyaret hoşuma gidiyor.
Çanakcı, 24 İcra Direktöründen biri olarak görev alanını şöyle tanımladı bize: "24 İcra Direktörü'nün 8'i birer ülkeyi, kalanı 180 ülkeyi temsil ediyor. Ben, Türkiye başta olmak üzere Avusturya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Beyaz Rusya, Slovenya ve Kosova'yı temsil ediyorum."
Konu Türkiye'ye, 2010'da kotamızın %0.55'ten %.98'e çıkarılması kararına geliyor. Çanakcı "karar onayı 2012'de olacaktı ancak ABD onayı bekletti, bir ay önce de onaylandı" diyor. 8 yıllık icra direktörlüğü döneminin 4 yılı Türkiye'de... İlk 2 yılı 2016 Kasımı'nda bitiyor, görevi Çek Cumhuriyeti devralacak. Ardından görev yeniden Türkiye'ye geçecek.
Peki, Çanakcı ne yapacak? "Görevim birince karar vereceğim" diyor; "2 yıl sonra yeni ismi Türkiye belirleyecek." 2 bin 500 çalışanıyla IMF, binasını yeniliyor, yeni tesisler ekliyor ve karşı komşusu Dünya Bankası binasıyla adeta büyüme yarışında...
Burada, bazıları başka ülke temsilcisi, toplam 40 kadar Türk çalışıyor. Temsil ettikleri arasında IMF programı kapsamında bulunan ülke olup olmadığını merak ediyoruz: "Bir tek Kosova var. 100 milyon SDR'lik kredi kullanıyor. Program normal seyrinde yürüyor."
IMF'ye gelip bir direktörden Türkiye'ye dair IMF yorumu almadan dönemezdik: "2015'te yüzde 4'lük büyümemiz, IMF'de takdirle karşılanıyor." Peki ya 5 milyar dolarlık borç taahhüdü ile kota liginde ilk 20'ye yükselmemiz konusu? "İkili borç anlaşması çerçevesinde bir taahhüttü bu... IMF'nin ihtiyacı olursa kullandırılacak."
Türk direktörün odasındaki sohbet Türk kahvesiz olamazdı. Çanakcı, Beko'nun Telve makinesini getirmiş buraya... Konuklarına Türk kahvesi ikram ediyor: "Yalnız kusura bakmazsanız kahveler karton bardakta olacak."