Muhteşem bir coğrafyayı, ülkenin ve dünyanın gündemine getirmek için yıllarını harca... Tam da bunu sağlamaya başladığında, gelenlere "örgütlü pusu" kur ve turistlerini söğüşlemeyi "marifet" bil... Ayder'den bahsediyorum. Her yıl ağustos aylarında, merak ettikleri için misafirlerimi götürdüğüm Çamlıhemşin'in turistik köyünden...
Her geçen yıl, artan turist sayısına paralel olarak fiyatları yükselten, hizmet kalitesini düşüren ve konuklarına kötü davranmayı "turizm" sayan zihniyetten... Eğer turizm, ülkenin kalkınmasında hayati role sahip ise, buradakiler organize suç örgütü gibi kendi yarattıkları markayı yok etmek için hummalı faaliyet içine girmiş durumda. Tıpkı Urfa, Nemrut, Mardin, Uzungöl ve benzerlerinde olduğu gibi...
Pusu, Ayder'in girişinde Çamlıhemşin Belediyesi'nin 10 liralık biletiyle başlıyor. Kaçkar Dağları Milli Parkı olarak Turizm Bakanlığı'na bağlı fakat yerel yönetim, turistleri haraca kesmiş. Binlerce araçtan toplanan paranın kimin cebine girdiğini bilmiyoruz ancak Ayder'deki işletmecilerin "eğitimine" gitmediği kesin.
Yemek öğünlerini anlarım da sair zamanlarda "restoran-cafe" yazan mekânların tümünde çay içmek yasak. Çay kahve gibi küçük hesapların (!) peşinde değiller; "Arabistan'dan turistim gelecek, çay akşamdan sonra" diye kovalanabiliyorsunuz.
Benzer yıkımı kendi beldem olan Uzungöl'de yaşamıştım. Parayla buluşmuş, lümpen ve şımarık işletmecilerin işgalindeki Ayder, hizmet vermeden tüm paranızı istiyor. İçinde ucuz şekerli sıvıyı "Ayder Balı" diye kilosu 300 liradan satabiliyor.
Kendi sonunu hazırlayan Ayder'i kim kurtarabilir? Sanırım onu var eden akil adamlar (şayet kaldıysa) bunu yapabilir. Biz medya insanları Ayder'e yönlendiriyor, belediye ve işletmeciler, onlara kalitesizlik pususu kuruyor. Ayder'in açmazı şımarık işletmecilerin işgaline uğraması... Türk turizminin temel sıkıntılarından biri de zaten çok yerin Ayder'den farksız olması...