Elinde tuttuğu dereceyi, objektif ölçüm yerine finansal baskı aracı olarak kullanan Standard&Poor's, durağanlaştırma kararını savunuyor: "S&P'nin görevi, herhangi bir siyasi gündemden bağımsız olarak, bir ülkenin kredi güvenilirliğine yönelik tamamen bağımsız görüş sağlamaktır." Acaba öyle midir? Yakın geçmişimizde kırdığı notlarıyla krizi tetikleyen Standard&Poor's, ardında bıraktığı yıkımlarla sosyal hayatımızda yer alan bir kurum. Moody's Teyze ile birlikte bu sıfırcı hoca, Türkiye'yi hâlâ "yatırım yapılamaz" düzeyde tutarak, kredi maliyetimizi artırıyor, ülkenin şirketlerinin ucuza gitmesini "temin" ediyor.
Âşık Veysel "güzelliğin onpar'etmez; bu bendeki aşk olmasa..." der. S&P'nin afra ve tafrası, onun notuna ihtiyaç duyanların "itibarından" kaynaklanıyor. Ancak kendi krizlerini dahi görmekten aciz. Hatta şikeli notlarla Enron gibi skandalların da çete üyesi S&P, bu çifte standart ile kendi ülkesi ABD'de dahi sorgulanıyor.
Başbakan'ın "ideolojik karardır" dediği not indiriminde, Türkiye'yi frenleme şüphesi boşuna değil. Ülkenin kredi maliyetini yukarıda, sıcak paracıların faiz iştahını yüksek tutmanın yanı sıra teşvik paketi de bu "kararda" etkili olabilir. Sonuçta cari açığı yöneten, mali disiplinden taviz vermeyen ve hız keserek dahi olsa rekor büyümeyi sürdüren bir ülkeden söz ediyoruz.
Stratejik malların ithal ikamesine yönelik son teşvik paketindeki kararlılığımız, AB'ye ve ABD'ye daha az bağımlılığın yolunu açacak. S&P; 1975'ten bu yana 7 ülkenin çıkarlarını, 120 ülkede korumakla görevli. İlk 10 ülke olma iddiasında kararlı Türkiye'nin bir şekilde durdurulması gerekebilir.
Kimi bunu not ile yapar kimi de bunu not çetesiyle işbirliği ile veya susarak yapar. S&P asla bağımsız değildir ve yangın yeri Yunanistan'ın notunu artırırken Türkiye'yi frenlemesini izah edemeyecektir.