Yunanistan yangın yeri... İkinci iflasından söz ediliyor. İnsanlar sokaklarda, kurtarma paketleri fayda etmemiş, adaları satışta, ülkeyi "borç komiseri" yönetiyor. Buna rağmen uzun vadeli kredi notu yükseltiliyor.
Türkiye krize rağmen istihdamı artırıyor... Finansal disiplini sağlam, büyümesi, küresel durgunluğa rağmen rekor düzeyde. Uluslararası cazibe merkezi ve bölgesinde istikrar adası. Buna rağmen kredi notu görünümü pozitiften durağana düşürülüyor.
Burada çifte Standart&Poor's söz konusu... Kamu borcumuzu hesaplarken maddi hata mı yaptılar yoksa "ihracat performansı düşüklüğü" gibi bahaneleri mi abarttılar? Tartışıp göreceğiz.
Yumuşak inişteki Türkiye için bu "durağanlık", son derece ilginç... Not yükseltme beklentisi belli ki gecikecek. Diğer derecelendirme kuruluşları nasıl davranacak? Bunu da izleyeceğiz. Ancak benim dikkatimi çeken TÜSİAD gibi "International" kurumsal yapıları olan STK'larımızın sesi, neden çıkmaz? Eğitimden tiyatroya dek her alanda görüş bildirenlerimiz, not düşüşü gibi haksız, yersiz, gereksiz, mesnetsiz ve iyi niyetsiz ekonomik saldırı kıvamındaki eylem karşısında niçin sessiz kalır?
Sıcak paracıların yüksek faiz iştahı mı? Düşük not ile Türkiye'de yabancıların şirket evliliğinde faturayı düşük tutma isteği mi? Yeni teşvik paketiyle Ar-Ge ve "stratejik mal" üretiminde, ülkenin önünü kesme işbirliği mi? Anlayan beri gelsin.
Hayat bizi "öteki" ile test ettiğinde, düşmanlarımızın söylediklerini değil, dostlarımızın(!) susuşunu hatırlarız.