Dünya Bankası'nın 2012 Dünya Kalkınma Göstergeleri Raporu, askeri harcamalarımıza dair ilginç bulguları derlemiş. Terörle çetin bir mücadele vermesine rağmen askeri harcamalarını azaltan nadir ülkelerden biriyiz. Irak, Kolombiya, Afganistan, Sri Lanka gibi terör mağduru ülkelerin harcamaları tırmanırken...
30 yıldan bu yana terör örgütüyle baş etmek, özellikle iç güvenlik operasyonlarında kullanılmak üzere nitelikli insan gücü ve pahalı yerli-yabancı donanım için kaynak ayırmak zorunda olan Türkiye askeri harcamalarında 2005-2010 arasında % 2.5'ten % 2.4'e indi. Bütçe'deki payı da % 11.5'ten % 9.4'e geriledi. Personel mevcudu ise toplam emek gücü içinde % 2.7'den % 2.3'e düştü.
Silah ihracatımız 2005'te 47 milyondan 2010'da 31 milyon $'a gerilerken, ithalatımız aynı yıllarda 1,065 milyondan 468 milyon $'a gerilemiş. DB bu rakamları Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün uluslararası silah harcama artışlarını belirlemek için başvurduğu Trend Indicator Values (TIV) yöntemini kullanarak 1990 dolar kuru üzerinden hesaplıyor.
Verimlilik, daha az kaynak (insan/ zaman/ (para) ile aynı işi yapabilmenin tanımı ise, ordunun kaynak kullanımında ve silah sektöründeki cari açığında kaydadeğer iyileşme söz konusu... 3 tarafı denizler ve 4 tarafı sorunlarla çevrili bu coğrafyada bu durum sevinilecek bir sonuçtur.
Şimdi sıra ordu için ayrılan kaynakların etkinliğinin artırılmasında... 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan gibi darbe zihniyeti ile değer yaratmayan süreçleri ayıklanmış, daha güçlü bir ordu vazgeçilmezimizdir.