Bir soru; raf, bir gıda maddesi midir? Ya da giyilebilir mi? Tavuk budu, süpermarket rafında mı yetişir? Ne saçma sorular böyle? Haklısınız, en az fahiş raf parası kadar saçma...
Büyük mağazalar, üretici ve tedarikçinin iliğini kurutma düzeyine dek, raf ücretlerini abartmış durumda.Tarladan mutfak tezgâhına uzanan süreçte eskiden hal, kabzımal benzeri aracılardan yakınır, enflasyona ivme veren adımların buralardan geldiğine tanık olurduk. Bugün üretici ile tüketici arasındaki köprü olan büyük marketlerin değer zincirinden aldıkları pay, fiyatlar genel seviyesi üzerinde "belirgin" baskı kuracak düzeye erişti. Aracı gereklidir. Ortadan kaldırmak gibi kolaycılığın hayatta karşılığı yoktur. Her birimiz Antalya'daki seraya gidip domatesi elimizle koparıp eve taşıyacak değiliz. Ya da eti, sütü, merada koyun otlatan mandıracıdan alacak halimiz yok.
Modern hayatın agoraları olan AVM'ler ve süper marketler, tedarik zincirinde kapladıkları yer itibarıyla, bu eksiği tamamlar. Fakat bunu yaparken üretici, tedarikçinin kanını emmeye, tüketiciyi "yok etmeye" hakları yoktur.
Tenceredeki but, süpermarket rafında yetişmiyor. Birileri onu üretip, o rafa getirip koyuyor. Ancak raf parasını tarla parasına dek yükseltirseniz, o zincir kopar. Kopuyor da. Zincirin gücü en zayıf halkası kadar ise raf kartellerinin saf dışı kalacağı çareler üretmek, zaruret halini alır.
Onlar üretici ve tedarikçiyi "ya raf dışısın ya saf dışı" tehdidiyle yolunmuş tavuğa çeviriyorsa, Rekabet Kurumu'ndan yerel yönetimlere, semt pazarları inisiyatiflerine dek herkesin, raf terörüne karşı çare üretme ve hayata geçirme zamanı gelmiş demektir.