Küresel krizde 4 milyon kişinin işsiz kaldığı Avrupa Birliği'nde, en fazla etnik azınlıkların işini kaybettiği görülüyor. AB İstatistik Kurumu verilerine göre toplam istihdam 144 milyona gerilerken bundan en fazla zararı, bu ülkelere dışarıdan gelen insanlar gördü.
Türkiye'de işsizlik Türkler'de mi, Kürtler'de mi fazla tartışmasında ezber bozan gerçek; bizde etnisiteye dayalı işsizlik olmadığıydı.
Oysa OECD'nin Avrupa Birliği işgücü araştırması, göçmen işçiler ve mülteciler arasındaki işsizlik oranı farkının giderek açıldığını gösteriyor.
Emek piyasasında en büyük ayırımcılığı ise bizzat AB'nin merkezi olan Belçika yapıyor. Bu ülkede yerli işsizler oranı yüzde 6.4 iken Belçika'ya sonradan gelenler için bu oran yüzde 16.4 seviyesinde.
İşsizliğin etnik kökenleri başlıklı araştırmada genelde aralarında Kürtler'in ağırlıkta bulunduğu Türkiye'den kaçanların tercih ettiği ülkelerde; 'işgücü ayırımcılığının' had safhada olduğu görülüyor.
Son araştırmalar siyasi mültecilere kapılarını sonuna dek açan bu ülkelerin, işgücü ve gelir sağlama konusunda fırsat eşitliğine özen göstermediğini ortaya koyuyor.
Belçika'nın yanı sıra Kürt mültecilerin öncelikli tercihi Finlandiya, İsveç, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde işsizlik rakamlarında etnik köken farkı, rekor seviyelere ulaşıyor.
İşsizliğin etnik dağılımı araştırmasında AB ülkeleri arasında olumlu bir tablo sergileyen İngiltere dahi, krizin başladığı 2008'den bu yana işten çıkarmalarda saf kan İngilizleri korumuş. Milli İstatistik Bürosu, etnik azınlıklardaki işsizlik oranının yüzde 13'e çıkarken saf kan İngilizlerin işsizlik oranı yüzde 5'lerde kalmış. Bu ülkede en fazla işini kaybedenler; Türkler'in, Kürtler'in de aralarında bulunduğu Asyalılar ve zenciler olmuş. Bir zamanlar İngiltere yönetiminde olan Hindistan kökenliler arasındaki işsizlik oranı ise saf kan İngilizlerden yalnızca 1 puan daha fazla.