Ülke için en uygun olan (asgari hatalı olan) yaklaşımların bütününü tanımlıyor.
Türkiye optimali...
İhracatı artırırken ithalatı da hesaba katmak demek. Enflasyon ile istihdamı aynı pencereden görebilmek demek.
Fiyat istikrarını sağlarken büyümeyi ıskalamamak demek.
Lira'nın değerini maksimuma çıkarırken ihracatı feda etmemek demek
Vergi gelirini artırırken sektörleri öldürmemek demek.
Kısaca ülke menfaatini en üst düzeyde tutmak için gerekenin yapılması demek. Son açıklanan veriler ışığında ihracat artışının kur tümseğine bakıyoruz.
Merkez Bankası'nın "maksimum" görev aşkı, Türkiye optimalini zedelemiş gibi görünüyor.
Oysa Merkez Bankası Kuruluş Kanunu 4. maddesi şöyle; "TCMB'nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka temel amacıyla çelişmedikçe ülkenin kalkınması için uygulanacak politikaları da desteklemeye çalışmaktadır."
Batı pazarlarında hem euro hem de durgunluk yüzünden çapraz ateş altındaki ihracatın hız kesme sebebini ortadan kaldırmak gerekiyor.
Bu amaçla Merkez'in döviz alarak rezervini artırması, bilançosunu gidişata göre ayarlayarak TL'yi tedricen gerçek değerine getirmesi, ana görevi olan "fiyat istikrarı sağlamanın" bir yöntemi değil midir?
Ülkenin kalkınması için sürdürülebilir ihracat artışının vazgeçilmez olduğu kesin. Ama kur tümseği ihracatı yavaşlatıyorsa, bu Merkez'in de derdi olmalı.
Kuruluş kanunu "ülke kalkınması için uygulanacak politikalara desteği" emrediyor zaten.