Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NURULLAH GÜR

Benzinden sonra darısı gıda fiyatlarının başına

29 TL’ye kadar çıkan benzin fiyatları 22.5 TL’ye kadar geriledi. Benzinin ateşi bir nebze olsun söndü ancak bu gıda fiyatlarına yansımadı. Global arenada gıda fiyatlarının gevşeyeceğine dair işaretler gelmeye başladı. Ağustostaki gıda fiyatları, enflasyonun yönünü de çizecek

Petrol fiyatları 95 doların altına sarktı. Bir ara 29 TL'ye yaklaşan benzin fiyatları 22.25'e indi. Geçen seneye kıyasla benzin halen pahalı. Ama yüksek ateşi düşen yakıt fiyatları, enflasyonun daha fazla artmasının bir nebze olsun önüne geçti. Yakıt fiyatlarından gelen destek gıda tarafında ise yaşanmadı.
Yaz ayları sebze ve meyvenin bol olduğu bir dönemdir. Bu mevsimde gıda fiyatlarında bir gevşeme yaşanır. Enflasyonun soluğu bu aylarda kesilir. Normalde bunların olması beklenirdi; ancak bu yaz durum farklı.
Gıda fiyatları enflasyonu dizginleyeceği yerde tam tersine kamçıladı. 2010-2019 dönemine baktığımızda temmuz aylarında gıda ve alkolsüz içecekler grubunda fiyatların aylık bazda ortalama yüzde 0.03 oranında artış kaydettiğini görüyoruz. Oldukça düşük bir oran. Hatta birçok yılda temmuz ayı gıda enflasyonu eksi seviyelerdeydi. Bu temmuzda ise gıda enflasyonu aylık bazda yüzde 3.15 artış kaydetti. Temmuzda aylık bazda tüketici enflasyonda yaşanan artışın yüzde 35'i sadece gıda ve alkolsüz içeceklerden kaynaklandı.
Geçen seneye kıyasla bu yaz gıda fiyatları oldukça yüksek. Döviz kuru etkisinin yanı sıra enerji ve gübre fiyatlarındaki artış tarımda üretim maliyetlerini artırdı. Bu yıl turizm oldukça canlı. Beklentilerin üzerine çıkan turist sayısı gıdaya olan talebi ve dolayısıyla fiyatları artırıyor. Bozulan fiyatlama davranışlarının da gıda fiyatlarındaki artışı beslediğini not edelim.




UMUTLAR AĞUSTOS AYINA KAYDI

Küresel gelişmelere baktığımızda gıda fiyatlarının gevşeyeceğine dair işaretler var. Petrol fiyatlarındaki geri çekilme çiftçi için olumlu bir haber. Rusya- Ukrayna hattında açılan tahıl koridoru belli gıda kalemlerinin fiyatlarında oluşan köpüğü almaya başladı. Tarımsal emtia fiyatlarında son üç aydır hissedilir oranlarda geri çekilme var. Düşüş kendini temmuzda daha fazla gösterdi.
FAO Gıda Fiyat Endeksi temmuzda son 14 yılın en sert geri çekilmesini yaşadı. Küresel fiyatlardaki bu düşüşün zamanla biz de kendisini göstermesi beklenir. Bu noktada ağustos ayına dair gıda fiyat değişimleri, enflasyonun gidişatına dair belirleyici olacak.




GAYRİMENKULDE KÜRESEL ŞİŞKİNLİK
GAYRIMENKUL fiyatlarındaki uçuk artışlar, dünya genelinde rahatsız edici seviyelerde. Özellikle konut fiyatları birçok ülkede enflasyon oranlarının bir hayli üzerinde artış sergiliyor. Haliyle politikacılar bu soruna çözüm üretmeye çalışıyorlar. Yüksek gayrimenkul fiyatları arsa, konut ve ofislerin belli bir zengin zümrenin elinde toplanmasına neden oluyor. Zira sıradan vatandaşın erişebileceği noktalar aşılıyor. Sosyalist geçinen Çin'de bile en zengin yüzde 10'luk kesim, tarımsal arazilerin yüzde 51.5'in sahibi. ABD'de ise yüzde 10'luk kaymak tabaka arazilerin yüzde 60'ına sahip. İskoçya'da sadece 432 kişinin kırsal arazilerin yarısını ellerinde tuttuğu tahmin ediliyor. Gayrimenkul sektöründen kolay para kazanabileceğini gören zengin kesimler, varlıklarının büyük bölümünü gayrimenkule kaydırıyor. The Economist dergisinde yer alan verilere göre, dünya üzerinde finansal olmayan varlıkların yüzde 68'i gayrimenkulde. Makine, ekipman, fikri mülkiyet hakları gibi ekonominin daha verimli çalışmasını ve yüksek oranda büyümesini sağlayan varlıklar, gayrimenkul yatırımlarına kıyasla azınlıkta kaldı. Durum böyle olunca verimlilik düşüyor, büyüme yavaşlıyor.
Malum bankalar teminatı görmeden kredi vermiyor. Gayrimenkuller dar bir zümrenin elinde toplanınca, krediler de daha çok bu kesime yöneliyor. Genç girişimciler ve KOBİ'ler hak ettikleri seviyelerde finansmana erişim sağlayamıyor. Maalesef birçok ülkede parlak fikir ve girişimci ruh gayrimenkulün teminat değeri kadar para etmiyor. Bu acı gerçek, ekonomik gelişmenin altını oyuyor. Son olarak konut sektörüne ayrı bir paragraf açmakta fayda var. Zira, ekonomik ve sosyal hayat açısından oldukça kritik bir sektör. Yönetilmesi de bir o kadar zor bir alan. İnce bir denge tutturmanız lazım. Bir taraftan dar ve orta gelirli ailelerin ve gençlerin ev alma hayallerini diri tutmanız gerekiyor. Konut fiyatlarında ipin ucunun kaçtığı noktada insanlar konut gibi temel bir ihtiyaca sahip olmaktan uzaklaşıyor. Sosyal huzuru kaçıran bir durum bu. Öyle ki genç kesim yurt dışında çalışmayı bir kurtuluş yolu olarak görmeye başlıyor. Diğer taraftan kredi koşullarını suni biçimde gevşeterek konut talebini artırmak, emlak balonunun şişmesine neden olabiliyor. Kamunun burada hem düzenleyici hem de piyasa yapıcı rolünü etkin biçimde yerine getirmesine gerçekten ihtiyaç var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA