Bazı anlar vardır. Hemen inisiyatif almayı gerektirir. "Öyle mi olmalı, böyle mi olmalı?" tartışmasına veya "İyi de bu iş yapısal çözüm gerektirir" tarzı yorumlara pek zaman yoktur. Şartları yönetmek, karar alıcılara fırsat penceresi açmak, toplumsal soluklanmayı tesis etmek esastır.
Son günlerde, Tarım Kredi Kooperatifleri'nin (TKK) öncülük yaptığı "indirim kampanyasına" bir de bu gözle bakmak lazım. Yoksa biri çıkıp "Yüzde 100'ü bulan gıda enflasyonuna 1.400 market çare olmaz ki" diyecektir. Oysa mesele bu tarz itirazlarla geçiştirilecek kadar basit değil.
Nedenine gelince...
Burada mühim olan husus, belli başlı ürünlerde "tabanda fiyat" oluşumu ve diğer markaların da bu kervana katılmasıdır. Zaten müşteri tercihleri, hatta tepkisi zincir marketleri de belli adımlar atmaya zorlayacaktır. Şu anki manzara da böyledir. Haydi, isim vererek anlatayım.
TKK'nin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından duyurulan indirim serisi sonrası, A101 ve Şok marketleri eşdeğer ürünlerde, BİM ise haftanın belli günlerinde tüm ürünlerde ciddi indirimlere yöneldi.
TKK, indirimin açıklandığı ilk gün cirosunu 7 kat artırdı. İlk talep karşılandıktan sonra bile ciro, eskiye oranla 3-4 kat yüksek seyrini sürdürmekte.
Burada bir hususu hatırlatmakta da fayda var. TKK, indirim planlamasını rastgele gerçekleştirmedi. Bilhassa büyük şehirlerde orta ve alt gelir gruplarının yaşadığı semtlere özel ekipler çıkarıldı. Muhtarlarla temasa geçildi. Örneklem kapsamına dahil edilecek şekilde aileler belirlendi ve bizzat evlere gidildi. Mutfak harcamalarında en fazla yekûn tutan ürün grupları not edildi. Hangi ürünlerde indirim olursa aile bütçesinin rahatlayacağı soruldu. Ve ilk etapta 33 üründe hatırı sayılır oranda indirim yapıldı. Şimdi bu ürün sayısının 50'nin üzerine çıkarılması için de hazırlıklar sürüyor.
TKK, maliyetine, yani kâr hedefi gözetmeden satışa ağırlık veriyor. Ancak, sıcak paranın döndüğü yüksek cirolu ortamlarda sadece nakit yönetimi becerisi bile kârlılık olarak dönüş sağlayabiliyor.
***
Unutmadan...
TKK'nin ileri adımları da söz konusu. TKK ile Halkbank işbirliği içinde, "Koop- Bakkallar" modeline de geçecek. Yani, Halkbank'ın esnaf kredisi şartlarında limit açacağı bakkalların özel raflar ayırmaları ve belirlenen TKK ürünlerini satmaları teşvik edilecek. Bu sayede, TKK'nin indirimli ürünleri ülkenin en uç noktasına kadar satış ağına kavuşacak. Aynı zamanda bakkalların da ciroları artacak, marketler karşısında bir nebze olsun korunmaları sağlanacak.
Marka bilinirliği, müşteri sadakati ve hareketli ciro, TKK'nin "halka açılmasını", daha da büyümesini beraberinde getirecek. Bunun için TKK marketlerinde işletme yönetiminin iyileştirilmesi, mağaza sunuşlarının cazip hale getirilmesi, müşteri ilişkilerinin geliştirilmesi, insan kaynağının meslek içi eğitime tabi tutulması, depolama ve lojistik kabiliyetinin artırılması gibi çalışmalar da başlamış durumda.
***
Hep söylerim...
Kalıcı çözümler devreye girinceye kadar, sade vatandaşın dertlendiği konularda çözüm ortağı olmak önemlidir. Hüseyin Aydın, TKK'nin başına geçtiği günden bu yana, laf değil iş üretmek esası ile çalışıyor. Ziraat Bankası'ndayken, ülkenin mega projelerine dış finansman bulunamayan dönemde gövdesini taşın altına uzatmış, özel sektör bankalarını da peşinden sürüklemiş bir isimdi Hüseyin Aydın.
Şunu biliyoruz...
Yeni bir dünya kuruluyor. Bu dünyada Türkiye'nin hak ettiği yeri alabilmesi; kısa ve uzun vadeli çözümleri bilip üreten, günlük sıkıntıları çözerken geleceğe yatırım yapan özverili insanlardan geçiyor.