Rusya'nın, Ukrayna'yı işgali ile tırmanan kanlı stratejik süreçte, her açıdan olumlu ayrışan ülke Türkiye ve lideri, Tayyip Erdoğan oldu. Bu kanaatimiz, savaşın başladığı 24 Şubat'tan bu yana Erdoğan'ın ilk kez gerçekleşen Ukrayna ziyareti ile iyice pekişti.
Cumhurbaşkanımızın, BM Genel Sekreteri Guterres ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski'le üçlü zirvesine ev sahipliği yapan Lviv kentindeki hava hakikaten etkileyici idi. Ukrayna'nın en batısında yer alan Lviv'de, Erdoğan'ın konvoyunu ve Türk bayrağını gören halk, caddeleri sağlı sollu doldurmuştu. İnsanlar, her köşe başında toplanmış, Erdoğan'a el sallıyor, kimi zafer işareti yapıyor, kimisi de aylardır hasret kaldığı tebessümle bakıyordu.
"Özel olarak organize edilse ancak bu kadar olur" dedirten samimiyet tablosu, elbette kendi doğallığı içinde gelişti.
Lviv, Ukrayna'nın Polonya sınırına en yakın büyük şehri. Savaşın başlangıcında, belli noktaları Rus seyir füzeleri ile vurulsa da kent bugünlerde nispeten sakin ve huzurlu. Savaşa dair izlerin sınırlı olduğu Lviv, ateş hattının ağırlığını taşıyan bir merkez görünümde. Ülkenin, akaryakıttan temel tüketim maddelerine kadar pek çok ihtiyacı Lviv ile Polonya arasındaki hattan tedarik ediliyor. Ben, üşenmedim saydım. Lviv'den sınıra kadar 1.000'den fazla TIR bekliyordu. Polonya'ya geçmek için uzayan TIR kuyruğu 20 km'den az değildi.
Unutmadan... Polonya'nın, AB sayesinde inşa ettiği konforlu otoyolları varken, Ukrayna tarafında bozuk zeminli, tek gidiş-geliş yoldan ilerlemek zorluydu.
***
Rusya-Ukrayna Savaşının uzamasını, Rusların uzun yıllar belini doğrultamayacak hale gelmesini, küresel ve bölgesel iddiasını kaybetmesini, Doğu Avrupa, Doğu Akdeniz, Balkanlar, Kafkaslar, Karadeniz ve Kuzey Afrika'da nüfuzunun sınırlanmasını isteyen ülkelerin sayısı bir hayli fazla. Buna karşın -Kırım dâhil- Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün korunmasını, ateşkesin bir an önce ilan edilip barış görüşmelerinin başlamasını savunan -neredeyse- tek ülke Türkiye.
Hatırlatmak gerekirse...
Savaşın ilk aylarında Antalya Diplomasi Forumu marjında Rus ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarını aynı masanın etrafında buluşturan ülke, Türkiye idi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsi ağırlığı ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun gayretleri ile Rus ve Ukrayna müzakere heyetlerini Dolmabahçe'de yine Türkiye bir araya getirdi. Ki o toplantıda çerçevesi çizilen ateşkes ve ardından başlayacak diplomatik pazarlıkların kapsamı bugün de değerli.
Ve nihayet... Dünyayı gıda krizinden kurtaran, Rus ve Ukrayna hububat ürünlerinin uluslararası pazarlara çıkışını teminat altına alan "Karadeniz Tahıl Koridoru" da Erdoğan'ın güven veren kişiliği sayesinde hayata geçti.
Kuşkusuz... Bütün bu aşamaları, -bir gün- Putin-Zelenski Zirvesi'nin Türkiye'de olması taçlandıracak.
Ama durun bir dakika!
Barış masasının kurulması çok güç ve bir dizi ön şarta bağlı iken Ankara'nın dünyada ses getirecek bir işe daha imza atması an meselesi. Niteliği itibariyle hassas nitelikli bu gelişmenin "insani diplomasi" eksenli olduğunu belirtmekle yetinelim. Detayları ise bilahare anlatalım.